Ağrı'da Vazgeçilemeyen Tutku, Tespih
Ağrı'da tespih tutkunları, her sabah bir çay ocağında bir araya gelip, tespihler üzerine sohbetler ediyor ve tespih alış verişi yapıyorlar
Tespih tutkunlarının uğrak mekânı haline gelen çay ocağında, Aynı zamanda Anadolu’nun vazgeçilmez kültürlerinden olan Tespih Kültürü de canlılığını koruyor. Zaman zaman büyük tespih koleksiyoncularının da uğradığı çay ocağı, Ağrı’nın en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesinde yer alıyor.
Bu çay ocağında bir araya gelen tespih tutkunlarında her çeşit tespih bulmak mümkünken, fiyatı 20 bin TL ve üzerine çıkan Osmanlı Kehribarları oldukça dikkat çekiyor. Satış yapmak için ceplerinde çok sayıda tespih bulunduran satıcılar ise pahalı tespihlerin alım satımında, çoğu zaman takas yöntemine başvuruyor.
“Hobi olarak başladım”
40 yıldır tespihlerle uğraşan ve Ağrı’nın en eski tespihçisi olduğunu söyleyen Abdülgani Kaya (61) , tespih merakının hobi olarak başladığını daha sonra bu işin alım satımını da yapmaya başladığını söyleyerek, “40 yıldır bu işle uğraşıyorum. Önce hobi olarak başladım. Daha sonra tespihle uğraşan bir arkadaşımın tavsiyesiyle bu tutkumu ticarete çevirdim. Şuanda sadece bu işi yapıyorum.’’ dedi.
Çantasında bulundurduğu malzemeleriyle kahvehane tespih, yüzük, kolye bileklik gibi takılar yapıp sattığını dile getiren Kaya eskiden fotoğrafçılık yaptığını fakat bu işe başladıktan sonra bıraktığını söyledi. Kaya, ‘’Eskiden fotoğrafçılık yapıyordum. Fotoğraf makinem hala duruyor. Gazete de çalıştığım bir dönem de oldu ama bu işle uğraşmaya başladığımdan beri başka işlerle uğraşmayı bıraktım. Bu işe ilk başladığımda tespihleri asla satamazdım. Çünkü tespih hastası olmuştum. Alıp satmıyordum. Daha sonra bu işlerle ilgilenen bir arkadaşımın yönlendirmesiyle satış yapmaya başladım. Şimdi tamamen tespih işleriyle uğraşıyorum. Ben tamirciyim. Tespih yapıyorum, tamir ediyorum. Tespih, yüzük, kolye, bileklik gibi ürünler yapıp satıyorum. Tespih hastalığı ile başlayan merakım, daha sonra profesyonelliğe büründü. İşler iyi gidiyor çok şükür” ifadelerini kullandı.
‘’Eline aldığında bir süre sonra bırakmak istemezsin’’
Uzun yıllar boyunca tespihle sadece hobi olarak uğraştığını söyleyen emekli Halit amca(65), tespihin tarihini anlatarak gerçek tespihlerin artık tarihi eser olduğunu söyledi. Halit Amca, ‘’ Türkiye'de de Osmanlı'dan beri bilinen damla tespihler, sıkma kehribar tespihleri var. Osmanlı Kehribarı diye de geçiyor. Ayrıca Osmanlı Kehribarı’nın antika değeri olduğu için hiç düşmez. Zaman geçtikçe daha da değerlenir. Yatırım aracı olarak da kullanan çok. Bizim bu ortamda da parasını bu tespihlere yatırıp banka kasalarında muhafaza edenler var. Şu an bende 20 bin liralık Osmanlı Kehribarı var. Yani hem ekonomik olarak hem de tutku olarak çok farklı. Tespih camiasında olan insanların mutlaka bir kehribar tespihi vardır. Kehribar yapısı itibariyle yumuşaktır. Bu yüzden eline aldığın zaman bir süre sonra elinden bırakmak istemezsin’’ şeklinde konuştu.
Küçük yaştan itibaren tespih alışkanlığının oluştuğunu dile getiren Halit Amca, ‘’Tespih zaten bu yörenin geleneksel bir aksesuarıdır. Stres atmak için kullanılan bir araçtır. Tabi küçükken büyüklerimizin ellerinde gördüğümüz için bir merak başlıyor. Bu yüzden küçük yaşlardan itibaren elimize mutlaka alıyoruz ve alışkanlık oluşmaya başlıyor’’ dedi.
‘’Bu ortamda yaptığımız tespih sohbeti paha biçilemez’’
Halit Amca, tespihçilerle aynı ortamda olmaktan memnun olduğunu ve Ağrı’da böyle bir ortam olmasına sevindiğini söyleyerek, ‘’Dünya kadar tespihin olsa, böyle bir ortamın olmazsa kıymeti yok. Tat alınmaz. Tespihlerini birileriyle paylaşacaksın. Üzerinde sohbetler edeceksin. Ağrı’da da bu ortam var. Mesela evimde yalnızken elime alsam hiçbir kıymeti olmaz. Ama bu ortamda yaptığımız tespih sohbeti paha biçilemez’’ dedi.
‘’Guatr hastalığına çok iyi geliyor’’
Kehribar tespihlerinin yapımında ham madde olarak kullanılan çam ağacı reçinesinin kullanıldığını ve özelliğinden dolayı bazı hastalıklara da iyi geldiğini dile getiren Emekli Matematik Öğretmeni Hakkı Hoca, ‘’Kehribarın yapısında çam ağacının içinden çıkan reçinenin fosil olmuş halidir. Kehribar, hafif bir ovalamayla, elinizde vücut ısısını aldığı zaman bir çam kokusu ortaya çıkar. Bu yüzden kehribar özellikle guatr hastalığına çok iyi geliyor. Buna inanmamıştım ama bire bir şahit oldum’’dedi.
Tespih satışı yapan bir diğer tespih tutkunu Musa Bey ise, ceplerini tespih çeşitleriyle doldurup Kahvehane de satışa sunuyor. Kehribar gibi tespihlerin için alım ve satım yapamadığını pahalı olduğuna bağlayan Musa Bey, ‘’ Allah’a şükür benim tespihlerim çok. Bin, 2 bin tane var. Ama bu arkadaşların Kehribar tespihleri, Damla tespihleri var. Yani antika tespihler bunlar. Benim antika tespih alacak gücüm yok. Kehribar tespihleri zenginlerin işidir. Bu sebeple fiyatı daha uygun olan tespihler satıyorum’’ dedi.
‘’Tespihten anlamak için onunla yaşamak gerekir’’
Tespihçilerin toplandığı çay ocağının müdavimlerinden bir diğeri olan Hacı Nezir amca ise(80), tespihin kendisinde bir alışkanlık haline geldiğini, tespihsiz asla bir gün geçiremeyeceğini söyledi. Nezir Amca, ‘’Gerçek tespihten anlamak kolay değildir. Herkes sahte olup olmadığını anlayamaz. Bu yüzden dolandırıcılık da var bu işin içinde. Ben tespihleri uzaktan tanırım. Uzaktan anlarım sahte olup olmadığını. Çünkü çok uzun zamandır onlarla uğraşıyorum. Tespihten anlamak için onlarla yaşamak gerekir. Ancak yine de bu işten anlamayanlar için şunları söyleyebilirim. Kehribar, hafif bir ovalamayla, elinizde vücut ısısını aldığı zaman bir çam kokusu ortaya çıkar ve manyetik bir çekim gücüne de kavuşur. Tuzlu suya attığınız zaman batmaz. Bu test yapılırsa orijinal olup olmadı anlaşılır’’ ifadelerini kullandı.
Her gün sabah saatlerinde tespih üzerine kurulan topluluk, akşam saatlerine kadar yine tespih üzerine sohbetlerle devam ediyor. Çay ocağında bir araya gelen tespih tutkunlarından Abdülgani Kaya son olarak, devam eden bu kültürün gençlerde de merak uyandırdığını söyledi. Kaya ‘’Gençlerde oluşan bu merak, tespih kültürünün devam edeceğini gösteriyor’’ ifadelerini kullandı.
Bakmadan Geçme





