Ağrı’nın Doğal Hazinesi: Buz Mağarası

Ağrı’nın Doğal Hazinesi: Buz Mağarası
Prof. Dr. Faruk Kaya, Doğubayazıt’ın kuzeydoğusunda Küçük Ağrı Dağı’nın güney eteklerinde yer alan Buz Mağarası’nın hem jeolojik yapısı hem de estetik zenginlikleriyle bölgeye büyük bir turizm fırsatı sunduğunu söyledi.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, Doğubayazıt’ın kuzeydoğusunda Küçük Ağrı Dağı’nın güney eteklerinde yer alan Buz Mağarası’nın hem jeolojik yapısı hem de estetik zenginlikleriyle bölgeye büyük bir turizm fırsatı sunduğunu söyledi.

Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Faruk Kaya, Doğubayazıt’ın tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü bir şehir olmasına rağmen, turizm potansiyelini tam olarak kullanamayan bölgelerden biri olduğunu söyledi. Bu güzelliklerin en dikkat çekenlerinden birinin de Buz Mağarası olduğunu ifade eden Prof. Dr. Faruk Kaya, “Doğubayazıt’ın kuzeydoğusunda, Küçük Ağrı Dağı’nın güney eteklerinde yer alan bu mağara, hem jeolojik yapısı hem de estetik zenginlikleriyle bölgeye büyük bir turizm fırsatı sunmaktadır. Buz Mağarası; elips biçiminde, yaklaşık 100 metre uzunluğunda ve 8 metre derinliğinde bir çukur içerisinde yer almaktadır. Mağaranın ağzı esas çukura göre biraz daha yukarıda bulunur ve mağaraya ulaşım, doğal bir yapıya sahip lâv tünelinden sağlanır. Bu tünel, mağara içerisindeki hava sirkülasyonunu sağlayarak, mağaranın içini yaz aylarında serin, kış aylarında ise ılık tutar. İçerisinde bazalt lavlardan oluşan kayalar, bu kayaların üzerinde bulunan temiz buz tabakaları, sarkıt ve dikitlerle süslü olan mağara, adeta bir doğal çevre harikasıdır” dedi.

Mağaranın en etkileyici özelliklerinden birinin ise ışık tutulduğunda kristal gibi parlayan buz tabakalarının göz alıcı görüntüsü olduğunu söyleyen Prof. Dr. Faruk Kaya, “Renkten renge giren bu buz tabakaları, ziyaretçiler için eşsiz bir görsel şölen sunar. Ayrıca, mağaranın içinden geçen soğuk hava akımları, tavanından süzülen suların donmasına neden olur. Bu doğal fenomen, mağaranın buz tabakalarının her zaman taze kalmasına yardımcı olur. Üstelik, mağaranın içindeki hava bileşimi, burada yaşayan kuşlar ve insanlara zarar vermeyecek şekilde zararsızdır” diye konuştu.

“Buz Mağarası, sadece bölge halkı için değil, aynı zamanda ulusal ve uluslararası turistler için de önemli bir çekim noktası ve turizm destinasyonu olabilir” diyen Prof. Dr. Faruk Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ancak, bu eşsiz doğal yapının korunması büyük bir sorumluluktur. Milyonlarca yıl süren oluşumu kısa bir sürede yeniden oluşturulamayacak olan bu doğal hazinenin doğal yapısı titizlikle korunmalı ve mutlaka turizme açılmalıdır. Mağara içinde ve çevresinde yapılacak düzenlemeler, doğal yapıyı bozmadan, mağaranın güzelliklerini sürdürebilir kılacak şekilde planlanmalıdır. Buz Mağarası’nın turistik potansiyelini artırmak için mağaraya giden yolların iyileştirilmesi ve ulaşımın kolaylaştırılması, otopark alanları, yürüyüş yolları ve dinlenme noktaları gibi altyapı çalışmalarının yapılması ziyaretçi sayısını artıracaktır. Mağaranın doğal yapısının korunması için mağara içindeki ve çevresindeki düzenlemeler kontrollü bir şekilde yapılmalı, ziyaretçiler kontrollü bir şekilde alınmalı ve mağara içindeki ekosisteme zarar vermeyecek turizm faaliyetleri düzenlenmelidir. Ziyaretçilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla mağara yakınında kafeterya, hediyelik eşya vb. alanlar oluşturulmalı ve bu tesislerin doğal çevreye zarar vermeden yapılmasına özen gösterilmelidir. Maalesef bugüne kadar yeterince tanıtılamayan Buz Mağarası, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılarak araştırmacıların ve turistlerin ilgisini çekebilir. Ayrıca, mağaranın korunması ve sürdürülebilir kullanımı konusunda halkın ve ziyaretçilerin bilinçlendirilmesi için bilgilendirici etkinlikler ve rehberli turlar düzenlenmelidir. Ağrı ili turizmi için önemli bir destinasyon olma potansiyelini bünyesinde barındıran ve Doğubayazıt Kenti’nin kuzeydoğusunda Küçük Ağrı Dağı’nın güney eteğinde yer alan Buz Mağarası, doğru planlama ve koruma önlemleriyle, bölgenin turizmde hak ettiği yeri kazanmasına katkı sağlayabilir. Bu ve benzeri eşsiz doğal değerlerin sürdürülebilir planlamalarla ekonomiye kazandırılması ve korunarak gelecek nesillere aktarılması hepimizin ortak sorumluluğudur.”

Kaynak:Demet Demir

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.