Alper Gezeravcı uzayda ne yiyor? En çok özlediği Türk yemeği bakın nedir?
Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan canlı bağlantı ile gazetecilerin sorularını yanıtlayan Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, bakın nasıl besleniyor… En çok özlediği yemek bakın hangisi… İşte detaylar...
Uluslararası Uzay İstasyonu'nda bilimsel çalışmalarını sürdüren Alper Gezeravcı, Türkiye Uzay Ajansı'ndan yapılan canlı bağlantı ile basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Gezeravcı, Türkiye'nin ilk astronotu olmasıyla ilgili, "Bugüne kadar yaşadığım hiçbir duygu ile kıyaslanması mümkün değil, tarifi için kelimeler kifayetsiz kalıyor. Olağanüstü bir mutluluk ve gurur bu, duygular insanın kalbine bile sığmıyor. Ülkemizin ve devletimizin iradesini ortaya koyduğu bu çok değerli ve önemli görevin bir parçası olmaktan; gelecek nesillerimizin hayallerini, gökyüzünün ötesine, uzayın derinliklerine taşıyabilmiş olmaktan inanılmaz derecede mutluyum. Benim buradaki varlığımdan ziyade, beni buraya taşıyan şanlı bayrağımızın, istasyonda asılı olduğu yerden her geçişimde, iradesi ve kararlılığı ile buraya adım atan devletimizin, milletimize yaşattığı mutluluk, gurur ve heyecanı hissediyor ve ürperiyorum. Ülkemin yanımda olduğunu bilmek, desteğini hissetmek çok değerli, bana yaşattığı gurur çok büyük. Uzayı, uzayda kalıcı insan varlığının simgesi olmuş bu istasyonu tarif edebilirim; ama yaşadığım gururu tarif etmek çok zor. Bizlere bu onur ve gururu yaşatan, Türk milletine, iradesi ve kararlılığı ile buraya adım atan devletimize uzay kadar sonsuz müteşekkirim" dedi.
'BU GÖREVE ÖZGÜ YENİ BİR YAŞAM ŞEKLİNİ BENİMSEDİM'
Gezeravcı, astronot olmaya karar verdiği andan itibaren hayatındaki değişikliklere ilişkin, "Yıllardır jet pilotu olmama rağmen, Milli Uzay Programımızın açıklandığı ana kadar, aklımdan bile geçirmediğim bir alanda, uzay alanında, ülkeme hizmet etmek, benim için hayallerimin bile çok ötesindeydi. Bu göreve yakışır bir seçim sürecinin ardından, ülkemin ilk insanlı uzay görevini gerçekleştirebilmek için, bir astronotun alması gereken tüm eğitimleri aldım. Bu göreve özgü yeni bir yaşam şeklini benimsedim ve o andan itibaren artık tamamen bu yeni göreve kanalize oldum" dedi.
Gezeravcı, aldığı eğitimleri de anlatarak, "Öncelikle, görevin fizyolojik gerekliliklerini karşılamaya yönelik alçak basınç çemberi ve santrifüj eğitimleri aldık. Bu eğitimlerde, bir uzay aracının fırlatma ve yörüngede seyir koşullarında ani ivmelenmelerini çok kısa sürede yaşamanın insan vücudundaki etkilerinin ne olduğu ve bu maruz kalınan etkilere karşı nasıl mukavemet gösterileceği konusunda eğitim verildi. Vücudumuz yerçekimi kuvvetine maruz kalırken, görevlerimizi yerine getirebilmek için gerekli bedensel yeteneklerimizi geliştirdik. Geçmiş havacılık eğitim ve tecrübelerim, bu eğitim süreçlerini çok rahat geçirmeme vesile oldu" ifadelerini kullandı.
“YÜZ ÇEHREM DÜNYADA OLDUĞUNDAN DAHA ŞİŞKİN GÖRÜNÜYOR”
Uzaya ilk çıktığımız andan itibaren vücudumda bazı belirgin değişiklikler meydana geldiğini belirten Gezeravcı, şöyle devam etti:
“Uzay ortamını, dünyadakinden ayıran en önemli fark yerçekimi ve hissettiğimiz etkilerin bir çoğu buna bağlı. Örneğin, burada, normalde, tüm vücuduma dağılması gereken sıvılar, yer çekimi olmadığı için üst kısımlarda birikiyor. Yüz çehrem bu nedenle dünyada olduğundan daha şişkin görünüyor. Yerçekimi olmadığı için, normalde vücut ağırlığımı taşıyan iskelet ve kas sistemim, burada aynı yükü hissetmiyor. Bu da kemik yoğunluğumun ve kas kütlemin burada zaman içinde azalmasına neden oluyor. Bundan dolayı, görevimizin planlı takvimi dahilinde, yerdeki eğitim sürecinde pratik ettiğimiz şekilde, bu etkiyi azaltmak için özel egzersiz programlarımızı uyguluyoruz. Ben şu an için bunu fazla hissetmesem de uzun süreli uzay görevlerinde bu durum çok daha fazla hissediliyor ve önemli hale geliyor. …
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.