Esad Rejiminin Yer Altı Zindanlarındaki İşkenceler Gün Yüzüne Çıktı
Suriye'de Esad rejimi tarafından yer altı hapishanelerinde işkenceye maruz kalan mahkumların cesetleri ortaya çıkarıldı
Sednaya ve diğer gizli cezaevlerinde öldürülen tutukluların cesetleri Şam Hastanesi morguna getirildi. Aileler, hastane duvarlarına asılan fotoğraflar üzerinden kayıp yakınlarını bulmaya çalışıyor.
Ortaya çıkarılan cesetlerin birçoğunda işkence izleri bulunduğu, bazılarının ise uzuvlarının eksik olduğu görüldü. Uzun yıllardır kayıp olan yakınlarını arayan aileler, hastane morgu önünde toplanarak, fotoğraflardan tanıdık bir yüz bulmaya çalışıyor. Aileler gece geç saatlere kadar fotoğrafları inceleyerek sevdiklerinin akıbetini öğrenmeye çalışıyor.
Tanıkların Anlattıkları Kan Donduruyor
Esad rejimi hapishanelerinde tutulan ve serbest bırakılan Ahmed Hamdani, cezaevinde yaşanan vahşeti şu sözlerle anlattı:
'Yakınlarımı arıyorum. Cezaevinde 9 aile ferdimi öldürdüler. Geçen cuma günü sabah saatlerinde ise 250 kişiyi öldürdüklerini öğrendim.'
Bir yıl boyunca Adra Cezaevi'nde işkenceye maruz kalan bir başka mahkum ise suçunun yalnızca yanında dolar bulundurmak olduğunu belirtti ve ekledi:
'1 yıl boyunca gördüğüm işkenceleri unutmak mümkün değil. Cuma günü serbest bırakıldım, ama orada olanlar aklımdan çıkmıyor.'
Serbest Bırakılanların Akıbeti de Korkutucu
Hastanede görevli bir doktor, Sednaya Cezaevi'nden serbest bırakılan bir mahkumun yurt dışına çıktıktan sonra rejim karşıtı bir kanala röportaj verdiğini, ardından ailesiyle tehdit edilerek Suriye'ye dönmek zorunda kaldığını belirtti. Dönüşü sonrası yeniden tutuklanan mahkumun cesedi yakın zamanda bulundu.
Eski Askerden Zulme Tanıklık
Esad rejiminin zulmüne askerlik döneminde tanıklık eden ve bu nedenle ordudan kaçtığını söyleyen eski bir asker, yakalandıktan sonra yıllarca işkence gördüğünü ifade etti. 'Esad'ın işlediği suçların bedelini ödemesini istiyoruz. Bu istek, yalnızca benim değil, acı çeken tüm halkın ortak talebidir,' dedi.
Ortaya çıkan bu korkunç tablo, Suriye'de yaşanan insan hakları ihlallerini bir kez daha gözler önüne serdi. Aileler, yakınlarının kaybını kabullenmekte zorlanırken, uluslararası toplumdan bu insanlık suçlarına karşı harekete geçilmesi talep ediliyor.