Hani Baba Türbesi'ndeki Pencerenin Sırrı Ne?
Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nde Ahmed-Hani türbesinde bulunan manevi özelliği oldukça fazla olan pencere hakkında bilgileri sizler için araştırdık.
Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nde Ahmed-Hani türbesinde bulunan manevi özelliği oldukça fazla olan pencere hakkında bilgileri sizler için araştırdık.
Her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin ziyaret için geldiği Ahmed-İ Hani türbesinde yer alan pencere herkesin dikkatini çekiyor. Bölgenin en büyük alimlerinden biri olan Ahmed-i Hani Doğubayazıt'a yolu düşen herkesin mutlaka uğradığı ender mekanlardan bir tanesidir. Türbeye girip dua edenlerin gözü mutlaka türbe içerisinde bulunan bir pencereye takılıyor.
Peki bu pencerenin sırrı nedir?
Karaköse Haber olarak bu soruyu Ahmed-i Hani Türbesi sorumlularından Türbe Rehberi ve Manevi Danışmanı Mustafa Yekid'e sorduk.
Türbeye her türlü insanın geldiğine dikkat çeken Mustafa Yekid, isteyenlere türbe hakkında bilgi verdiklerini söyledi. Vatandaşlardan tek istediklerinin türbeye zarar vermeden ve kirletmeden çıkmaları olduğunu belirten Yekid 'Mübarek bir alimi ziyaret etmeye tabi ki herkes geliyor. Özellikle İshak Paşa Sarayı ile türbe arasında mesafenin kısa olması ziyaretçi sayısını sürekli artırıyor. Özellikle yaz aylarında binlerce insan ziyarete geliyor. Bu tabi ki manevi anlamda çok güzel bir şey' dedi.
Türbedeki Pencere
Türbe içerisinde bulunan pencerede Bediüzzaman Said-i Nursi'nin Ahmed-i Hani'den manevi ders aldığı pencere olduğunu dile getiren Ahmed-i Hani Türbesi sorumlularından Türbe Rehberi ve Manevi Danışmanı Mustafa Yekid, bu pencerenin manevi değerinin çok yüksek olduğunu söyledi.
Ahmed-i Hani hazretlerinin döneminin en önemli alimlerinden biri olduğuna vurgu yapan rehberimiz şu ifadeleri kullandı 'Şeyh Muhammed Celali Medresesinde aldığı dersleri arkadaşlarıyla muteala etmeyip akşam dinlenme vakitlerinde bediuzzaman Said'i Nursi hazretleri kitaplarını alıp Ahmed-i Hani Türbesi'ne gidip mutealasini manevi yolla Şeyh Ahmed-i Hani hazretleriyle yapmıştır. Anlamadığı konuları da bu vesileyle Şeyh Ahmed-i Hani hazretlerine sorup aldığı cevaplar karşısında '(Kürtçe) beli, beli, ...' Yani doğrudur doğrudur' manasına gelen ifadeleri kullandığı arkadaşları tarafından müşahede edilmiştir. Bu konu hakkında Said-i Nursi hazretleri kitaplarında da açıkça değinmiştir' şeklinde konuştu.