Trafik kazalarının azalması için önleyici ve caydırıcı tedbirler artırılmalı
Trafik kazalarının büyük bölümü sürücü hatalarından kaynaklanırken, kuralara uyulması için farkındalık oluşturmak amacıyla kurulan derneklerin temsilcileri, önleyici ve caydırıcı tedbirlerin artırılmasını istiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkede 2024'ün 9 ayında 518 bin 496 kaza meydana gelirken, bu kazaların 226 bin 44'ü ölümlü ve yaralanmalı kazalardan oluştu. Kaza yerinde 2 bin 312 kişi hayatını kaybetti, 330 bin 805 kişi ise yaralandı.
2023 yılında ise toplam 1 milyon 314 bin trafik kazası meydana geldi. Bu kazalarda 6 bin 548 kişi hayatını kaybetti, 350 bin 855 kişi yaralandı. Bu durum, kara yolundaki trafik kazalarında, 2023 yılında bir günde ortalama 18 ölüm ve 961 yaralanmanın yaşandığını gösterdi.
Kazaların yüzde 88,9'u sürücü kusurlarından kaynaklanıyor
Türkiye'de 2023 yılında ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasına neden olan toplam 281 bin 54 kusurun yüzde 88,9'u sürücü, yüzde 9'u yaya, yüzde 1,1'i taşıt, yüzde 0,6'sı yolcu, yüzde 0,3'ü yol kaynaklı olduğu belirlendi.
Trafikte Haklarım Derneği Kurucu Başkanı Yasemin Usta, AA muhabirine, son yıllarda trafik kazalarının yol açtığı can kayıpları ve mağduriyetlerin azalması için daha caydırıcı yasal düzenlemeler yapılması gerektirdiğini söyledi.
Usta, '2015 ve 2023 yılları arasında ülkemizde meydana gelen trafik kazalarında bir stadyum dolusu, 56 bin kişi yaşamını yitirdi. 2,5 milyondan fazla kişi yaralandı. Trafik kazasında kaybettiğimiz kişiler istatistikten ibaret değil. Can kaybediyoruz, yetişmiş insan gücümüzü kaybediyoruz.' ifadelerini kullandı.
Trafik kazalarında ölümlerin çoğunlukla ihmal ve dikkatsizlikten kaynaklandığının altını çizen Usta, 'Trafik kazalarında son yıllarda azalma eğilimi vardı ama 2023'te, bir önceki yıla göre ölümlü ve yaralanmalı kaza oranı yüzde 19, ölü sayısı ise yüzde 25 oranında arttı. Trafik kazaları, insandan kaynaklanan ve karşı tedbirlerle önlenebilir bir yapıdadır. Sadece trafik kurallarına uyarak bu kazaların çoğunu önleyebiliriz.' değerlendirmesinde bulundu.
Trafik suçlarına yönelik cezalarda caydırıcılığın güçlendirilmesi gerektiğini dile getiren Usta, 'Bir kişinin ölümüne neden olan asli kusurlu sürücüye 6 yıl ceza verilse bile infaz yasası nedeniyle hapiste kalma süresi 2 yıl. Maalesef bu cezalar caydırıcılıktan uzak. Trafik güvenliğini tehlikeye sokan suçlular, cezasızlık algısı nedeniyle cesaret buluyor.' dedi.
Cumhurbaşkanlığı Genelgesi kapsamında hazırlanan Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı'ndan bahseden Usta, 'Dernek olarak bu planın paydaşıyız. Trafik suçlarına verilen cezaların caydırıcılığının araştırılması ile ilgili mevzuat değişiklikleri hedefler arasında yer alıyor. Trafik güvenliği hepimiz için çok önemli, çünkü trafiğin bir parçasıyız.' diye konuştu.
Ölüm oranı yüzde 25 arttı
Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Genel Başkanı Onur Orhon, önleyici tedbirlerin önemine işaret etti.
Alınan tedbirlerin ve denetimlerin belge kontrolüyle sınırlı kaldığını belirten Orhon, 'Esas yapılması gereken, trafikte hatalı davranış sergileyen sürücülerin anında tespit edilip denetlenmesi.' ifadesini kullandı.
Kazaların ve kazalarda hayatını kaybedenlerin sayısının artış gösterdiğini belirten Orhon, '2021 yılında 1 milyon 186 bin kaza meydana geldi. 2022'de bu sayı 1 milyon 232 bine yükseldi, 2023'te 1 milyon 314 bine ulaştı. 2024'ün 9 ayında ise kaza sayısı 450 bin dolayında. Ölüm oranlarına baktığımızda, 2023 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 25 artış var.' dedi.
Hız sınırının düşürülmesi önerisi
Derneğin yönetim kurulu üyesi, makine yüksek mühendisi Alpay Lök, hız sınırlamaları ve araç muayeneleriyle ilgili denetimlerin yetersiz kaldığını dile getirdi.
Türkiye'de özellikle yüksek hızın hem kent içinde hem de otoyollarda ciddi tehlike yarattığını söyleyen Lök, 'Avrupa'da son 4 yıldır hız sınırları kent içinde 50 kilometreden 30'a düşürüldü. Çünkü 50 kilometre hızla yayaya çarptığınızda hayatta kalma şansı yüzde 20 iken, 30'la çarptığınızda yüzde 80'e çıkıyor. Türkiye olarak maalesef 2022 yılında hız sınırlarını artırdık. Otoyollarda hız sınırı, otomobillerde 120'den 140'a çıkarıldı. Bu, Avrupa hızları düşürme eğilimindeyken, yakıt tüketimi ve çevresel etkiler açısından geri adım oldu.' diye konuştu.
Lök, otobüslerin de 140 kilometre hızlara kadar çıkabildiğini ancak bu araçların en fazla 100 kilometre hızla gitmeleri gerektiğini vurguladı.
Türkiye'deki araç muayenelerinin 20 yıl önceki teknik dokümanlara göre yapıldığını ifade eden Lök, 'Avrupa Birliği'nde 2004 yılından sonra iki büyük değişiklik yapıldı, elektronik sistemlerle denetimler sıkılaştırıldı. Bizim de araç muayene mevzuatımızı, Türkiye şartlarına uyarlamamız gerekiyor.' şeklinde konuştu.
Kış lastiği kullanımında yaşanan eksikliklere de değinen Lök, şunları kaydetti:
'Kış lastiği olarak tanımlanan M+S lastikleri Almanya'da yasaklanmış olmasına rağmen Türkiye'de kabul edildi. Gerçek kış lastiği, kar tanesi sembolüyle sertifikalandırılmış olandır ve belirli testlerden geçmiştir. Mevzuatın M+S lastiğinden çıkıp, gerçek kış lastiğine geçmesi gerekiyor. 1 Aralık'ta kış lastiği zorunluluğu başlıyor. Bu tarihe kadar bu düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz.'
Takografla oynanması kazaya neden oluyor
Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve elektronik mühendisi Bilal Yeşil ise trafik kazalarında hız aşımı ve yorgunluk gibi sürücü kaynaklı etkenlere dikkati çekti.
Bu iki sorun için teknolojik çözümlerin etkin şekilde kullanılamadığını belirten Yeşil, hız sınırlandırıcı donanımların kamyon ve otobüslerde yasal sınır olan hızlara göre ayarlanarak fabrikadan çıktığını ancak sonradan merdiven altı atölyelerde bu donanımların devre dışı bırakıldığını anlattı.
Yeşil, takograf cihazında manipülasyon yapılan araçların hızını, fren sistemini ve acil durum fonksiyonlarını yanlış hesap edebildiğini, bunun da kazalara neden olduğunu belirtti.
Takograf verilerinin etkin bir şekilde denetlenebilmesi için polisin veri indirme cihazlarına ve analiz yazılımına sahip olması gerektiğini vurgulayan Yeşil, 'Polis elinde bu teknolojiler olmadığı için sağlıklı bir denetim yapamıyor. Takografların doğru bilgileri sağlaması, kazaların önlenmesi için hayati önem taşıyor.' dedi.