Astım, doğru takip ve tedavi ile kontrol altına alınabilir
"Dünya Astım Günü" dolayısıyla açıklamalarda bulunan Dr. Fadime Tülücü, son yıllarda görülme sıklığında artış yaşanan astımın, doğru takip ve tedavi ile tamamen kontrol altına alınabileceğini söyledi.
Dünya çapında önemli bir sağlık sorunu haline gelen astım, günümüzde, kronik solunum yolu hastalıkları arasında doktora en sık başvuru nedenlerinden biri olarak gösteriliyor. Her yıl Mayıs ayının ilk Salı günü de astımla ilgili farkındalık oluşturmak için "Dünya Astım Günü" olarak kutlanıyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı uzmanı Dr. Fadime Tülücü, son yıllarda tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi görülme sıklığında artış yaşanan astımın, doğru takip ve tedavi ile tamamen kontrol altına alınabileceğini söyledi.
Hava yollarının aşırı duyarlı olmasına bağlı olarak gelişen astımın oluşumunda genetik ve çevresel faktörler rol oynuyor. Uzm. Dr. Fadime Tülücü astımla ilgili şikâyetleri şöyle özetledi; "Hastada çoğunlukla bir takım tetikleyicilere maruziyetle, bazen da kendiliğinden ataklar halinde gelen nefes darlığı, hışıltılı solunum ve öksürük görülür. Bu yakınmalar değiştirilebilen ve değiştirilemeyen risk faktörlerine bağlı olarak değişken bir seyir izler. Genellikle gece veya sabaha karşı şiddetlenir. Yakınmalar kendiliğinden düzelebileceği gibi hastaneye yatış gerektirecek kadar şiddetli de olabilir. Bu nedenle takip ve tedavisi önemlidir."
Astım tanısı nasıl konur?
Astım tanısı koymada, en önemli basamağın yakınmalar olduğunu dile getiren Fadime Tülücü, "Şikayetler değişkenlik gösterdiğinden, doktora başvuru esnasında muayene, akciğer filmi, kan tahlilleri, solunum fonksiyon testleri tamamen normal olabiliyor. Diğer tanıları dışlamak veya hastalığın seyrini takip etmek için tetkik gerekebiliyor. Solunum fonksiyon tesleri ve PEF metre sıklıkla başvurulan bir tetkiktir. Ayrıca alerjen kaynaklı tetikleyici düşünüldüğünde alerjik deri testleri yapılabiliyor" dedi.
Astımda alerjik şikayetlerin önemli rol oynadığına, ancak tüm astımlıların alerjik olmadığına da dikkat çeken Tülücü, astımla ilgili risk faktörlerini şu şekilde sıraladı, "Ailede astım varlığı, solunum yoluyla toz ve kimyasal maddelere maruz kalınan mesleklere sahip olmak, morbid obez olmak, annenin gebelikte sigara içmesi, erken doğumla ya da düşük doğum ağırlığı ile dünyaya gelmek veya erken bebeklik döneminde alerjenlere ve sigara dumanına yoğun maruziyet, ağır solunum yolu hastalıkları geçirmiş olmak."
Astımı tetikleyen faktörler
Tetikleyiciler ile sık ve yoğun karşılaşma hastalığın seyrini kötüleştirebiliyor. Hemen hemen herkesin maruz kalabileceği bu tetikleyiciler hakkında Tülücü; "Küf mantarı sporları, polenler, ev tozu akarları, evcil hayvan tüy ve deri döküntüleri, hamamböceği, bazı temizlik ürünleri, ev içi ve ev dışı hava kirliliği, metal veya odun tozları, egzoz gazı, kimyasal gazlar, koruyucu içeren bazı gıda ürünleri, bazı ilaç türleri, gastroözofagiyal reflü, viral üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik rinit ve sinüzitler, soğuk hava, yoğun fiziksel aktivite, stres ve ani duygusal durum değişimleri, sigara içmek ya da dumanına maruz kalmak, bazen kahkaha ile gülmek ya da hıçkırarak ağlamak astımı tetikleyen faktörler" dedi.
"Astım yükünü ve bununla ilişkili diğer faktörleri azaltacak stratejiler oluşturulmalı"
Astım gerek tanı gerekse kronik izlem ve atak süreçleri ile ülkeler için önemli bir hastalık yükü oluşturuyor. Hastalığın tedavi edilmemesi ise atak sıklığı, şiddeti, hastane yatışı ve artan işgücü kaybı ile hem hasta hem toplum açısından daha yüksek maliyetler ortaya çıkarıyor. Uzm. Dr. Fadime Tülücü sağlık hizmeti sunumunda, ülke politikası olarak hastalık yükünü ve bununla ilişkili diğer faktörleri azaltacak stratejilerin ön planda tutulmasına dikkat çekerek, "Hem bakanlık, hem doktorlar düzeyinde; ülke genelinde çeşitli hekim eğitimleri ve dokümantasyonları ile bu sürece destek verilmelidir" ifadelerini kullandı.
Astımlı hastalara ve aile hekimine öneriler
Uzm. Dr. Fadime Tülücü, astım hastalarına doktor kontrolünde alacakları tedavi planına ek olarak şu önerilerde bulundu;
1. İç ve dış ortam hava kirliliğinden uzak durun. Çok soğuk veya kirli havalarda dışarı çıkmayın, dışarı çıkmak zorundaysanız maske takın. Soğuk havalarda maske ya da atkı ile nefesinizi sıcak tutun. İç ortam hava kirliliğine yol açmayacak ısıtma, pişirme ve temizlik yöntemlerini kullanın.
2. Yatak odasında tüylü halılar, gözenekli-tüylü perdeler, peluş oyuncaklar gibi toz tutan eşyalar bulundurmayın. Alerjik çocuklarınız için ev tozu akarı geçirmeyen yatak örtüleri kullanın. Hayvan tüyü alerjiniz varsa, ev içerisinde hayvan beslemeyin. Beslemek durumundaysanız haftada bir-iki kez yıkayın, ev temizliğinde güçlü HEPA filtreli elektrik süpürgeleri kullanın. Üzerinde küf üremiş eşyaları evden uzaklaştırın.
4. Sigara içmeyin, sigara içilen ortamlarda bulunmayın.
5. Egzersiz; astımlı hastalarda atağa neden olabileceğinden, tozlu ve soğuk havada egzersiz yapmayın. Egzersize başlamadan önce solunum yolunu genişletici ilaç kullanın.
6. Astımlı hastalar solunum yolu hastalıklarına daha kolay yakalandığından, enfeksiyon durumlarında doktor kontrolünde uygun antibiyotik yanında astım ilaç dozu artırılabilir. COVID-19, grip ve pnömokok aşısı yaptırın.
7. Astım hastasıysanız COVID-19 pandemisi sırasında ilaçlarınızı kesmeyin. Pandemi döneminde enfeksiyonun yayılmasına engel olmak için zorunlu olmadıkça nebülizatör kullanmayın ve solunum fonksiyon testi yapmayın.
-İHA-
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.