Çanakkale'de Savaşan Kadın Keskin Nişancılar!
Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Çanakkale Savaşları'nda Türk kadınlarının sadece cephe gerisinde değil, doğrudan savaş alanında da kahramanca mücadele ettiğini vurguladı.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Çanakkale Zaferi’nin yalnızca erkeklerin değil, kadınların da kahramanlık destanı olduğunu belirtti. Eğilmez, “Türk kadını, sadece cepheye yiyecek ve cephane taşıyan ya da yaralıları saran biri olarak anılmamalıdır. Onlar, doğrudan düşmanla çarpışmış ve tarihe adlarını altın harflerle yazdırmışlardır” diye konuştu.
18 Mart Çanakkale Zaferi’nin, Türk milletinin bağımsızlığını savunmak için gösterdiği topyekûn mücadelenin en büyük göstergesi olduğunu belirten Eğilmez, Çanakkale Savaşları’nın her yaştan ve her kesimden insanın fedakârlıklarıyla kazanıldığını vurguladı.
Bedeninde 52 Kurşun Yarasıyla Son Nefesine Kadar Savaşan Kahraman
Çanakkale Savaşları’nda Türk kadınlarının keskin nişancı olarak savaştığına dair kanıtların, Avustralya ve Yeni Zelanda arşivlerinden elde edilen belgelerle ortaya çıktığını belirten Eğilmez, şu çarpıcı hikâyeyi paylaştı:
"Avustralyalı piyade er J.C. Davies, annesine yazdığı mektupta, kendilerine karşı çarpışan bir Türk kadın savaşçıdan bahsediyor. 18 Mayıs 1915 günü, gün boyunca bir keskin nişancı Türk kızı gizlendiği yerden ateş ediyor ve attığını vuruyordu. Gün batmadan, bir Avustralyalı tarafından vurulduğunda, bedeninde tam 52 kurşun yarası vardı. 19-21 yaşlarında, güçlü yapılı ve cesur bir genç kadındı.”
Benzer şekilde, Times Gazetesi’nde yayınlanan bir başka hatıratta, yaşlı annesi ve çocuğuyla birlikte düşmana direnen bir Türk kadın keskin nişancıdan söz ediliyor. Bu kadın savaşçının, evinden teslim olmayı reddederek subayları hedef aldığı ve yakalandığında üzerinde 16 düşman askerinin künyesiyle birlikte önemli miktarda yabancı para bulunduğu belirtiliyor.
Yeşile Boyanarak Doğayla Kamufle Olan Kadın Savaşçılar
Çanakkale’de savaşan Türk kadınlarının düşmana büyük korku saldığını belirten Eğilmez, The Egyptian Gazette gazetesinde yer alan bir askerin hatırasını şöyle aktardı:
"15 Ağustos 1915’te büyük bir tepeyi ele geçirme görevi aldık. Ancak pusuda bekleyen Türk kadın keskin nişancıların ateşi altındaydık. Kendilerini yeşile boyayıp ağaçlarla ve bitkilerle uyum sağlamışlardı. Çoğu kadın ve genç kız olan bu keskin nişancılar, günlerce mücadele etti ve düşmana büyük kayıplar verdirdi.”
Yeni Zelanda’dan savaşa katılan bir askerin savaştan döndüğünde yaptığı ses kayıtlı görüşmede, keskin nişancı bir Türk kadın savaşçıyı yakalamak için özel operasyon düzenlediklerini ve bu kahramanın bir kadın olduğunu fark ettiklerinde büyük şaşkınlık yaşadıklarını ifade ettiği belirtiliyor.
“Kadınlarımız, Bu Vatan İçin Şehit Düştüler”
Eğilmez, Çanakkale’de kadınların sadece geride beklemediğini, erkeklerle birlikte omuz omuza çarpışarak şehit düştüğünü vurguladı. “Onlar, babalarını, eşlerini ve evlatlarını kaybettiler ama vatanlarını korumak için kendi canlarını da feda ettiler” diyen Eğilmez, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Bu kahraman kadınlarımız, düşman subaylarını hedef alırken, hayatta kalamayacaklarını biliyorlardı ama yine de vazgeçmediler. Bugün, bizlere bu vatanı emanet eden tüm şehitlerimizi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz. Mekânınız cennet olsun."
Bakmadan Geçme





