“Diyadin Travertenleri ve Traverten Köprüleri Keşfedilmeyi Bekliyor”
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, Diyadin traverten köprülerinin doğal güzelliklerinin yanı sıra bölgenin ekonomik kalkınması için büyük bir fırsat sunduğunu söyledi.
Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Faruk Kaya, taşı toprağı altın olan Diyadin'in eşsiz doğal zenginliklerinden birini oluşturan traverten alanlarının hem görsel hem de jeolojik açıdan büyüleyici bir yapıya sahip olduğunu söyledi. Prof. Dr. Faruk Kaya, “Diyadin ilçe merkezine sadece 5 kilometre uzaklıktaki bu alan, Murat Nehri tarafından ikiye bölünmüş traverten sırtları, konileri ve köprüleriyle dikkat çekiyor. Bu doğa harikaları, yeraltından çıkan mineral açısından zengin termal suların yeryüzüne çıkarak oluşturduğu yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle Köprü Çermik, Yılanlı Çermik ve Davut Çermiği gibi termal kaynakların etkisiyle şekillenen bu travertenler, bölgenin termal turizm potansiyelini artıran önemli unsurlar arasında yer almaktadır” dedi.
Diyadin termal kaynaklarının bulunduğu alanda Murat Vadisi üzerinde iki adet traverten köprüsü oluştuğunu da dile getiren Prof. Dr. Faruk Kaya,
“Diyadin traverten köprüleri, termal kaynakların zenginliğini yansıtırken, aynı zamanda bölgenin kültürel ve ekonomik kalkınması için de bir fırsat sunmaktadır. Kudret Köprüsü olarak adlandırılan ve Altınkilit, Taşbasamak gibi köyleri Diyadin'e bağlayan bu doğal oluşum 15 metre genişlik ve 20 metre uzunlukta olup, karayolu köprüsü olarak da hizmet vermektedir. Üzerinden geçen karayoluyla hem yöre insanının ulaşımını kolaylaştırmakta hem de doğal güzellikleriyle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir” diye konuştu.
Bu köprünün 100 metre güneyinde yaklaşık 30 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğinde ikinci bir köprünün daha bulunduğunu belirten Prof. Dr. Faruk Kaya, “Birinci köprüye göre daha uzun ve geniş olan bu köprünün üzerinde ırmağın batısındaki yerleşmeleri Diyadin’e bağlayan bir karayolu geçmektedir. Sahadaki bu köprüler akarsu yatağının kenarındaki CaCO3 yönünden zengin suların oluşturduğu traverten sırtlarının birleşmesiyle oluşmuştur. Ancak, insan müdahalesi olmadan şekillenmeye devam eden bu doğal yapılarla ilgili gerekli önlemler alınmazsa, günümüzde devam eden traverten çökelimi nehrin akışını engelleyerek, bölgede bir göl oluşumuna yol açabilir. Bu durum, termal kaynakların fiziksel ve kimyasal özelliklerine olumsuz etki yapabilir. Bu yüzden, teknik ve altyapı çalışmalarının bir an önce yapılması gerekiyor" dedi.
Diyadin'de bulunan traverten köprülerinin korunması için bölgede yapılması gereken çalışmalar hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Faruk Kaya "Önemli bir turizm potansiyelini bünyesinde barındıran Diyadin traverten köprülerinin korunması ve ekonomik girdiye dönüştürülmesi için bölgeye gelen ziyaretçilerin traverten köprülerini ve çevresini keşfetmeleri için doğa yürüyüşü parkurları oluşturulabilir. Bu parkurlarla, ziyaretçilere hem bölgenin doğal güzellikleri hem de jeolojik zenginlikleri tanıtılabilir. Traverten köprüleri ve termal kaynakların oluşum süreçlerini ve özelliklerini anlatan rehberli turlar düzenlenebilir. Böylece bölgeyi ziyaret edenler, sadece doğal güzellikleri görmekle yetinmez, aynı zamanda bu yapıların arkasındaki bilimsel süreci de öğrenebilir. Diyadin'in termal kaynaklarının sağlık turizmi için değerlendirilmesi, bölgeye daha fazla ziyaretçi çekebilir. Kurulacak sağlık merkezleri ile birlikte traverten köprüleri bir bütün olarak tanıtılabilir. Traverten köprüleri çevresinde düzenlenecek yöresel festivaller ve kültürel etkinlikler, bölgenin tanıtımını artırabilir ve ziyaretçilerin ilgisini daha fazla çekebilir. Bu ve benzeri etkinlikler, yerel ekonomiyi de canlandırabilir. Traverten köprülerinin korunması için çevre dostu altyapı yatırımları yapılmalıdır. Bu sayede, bölgenin doğal yapısı korunurken, turizm potansiyeli de artırılabilir. Diyadin traverten köprüleri, doğal güzelliklerinin yanı sıra bölgenin ekonomik kalkınması için büyük bir fırsat sunuyor. Doğru planlama ve yatırımlarla bu alan, hem yöre insanının hem de dışarıdan gelen ziyaretçilerin yararlanabileceği bir turizm destinasyonu haline dönüşebilir. Bu köprülerin ve travertenlerin korunması ve turizme kazandırılması, hem doğal çevreye hem de ekonomiye önemli katkılar sağlayacaktır” şeklinde konuştu.
Kaynak:Demet Demir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.