• Haberler
  • Bölge
  • Diyarbakır'da 28 Şubat mağduru öğretmen gözyaşlarıyla yaşadıklarını anlattı

Diyarbakır'da 28 Şubat mağduru öğretmen gözyaşlarıyla yaşadıklarını anlattı

28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden 28 yıl geçti, ancak mağdurların yaşadığı acılar hafızalardan silinmedi.

Diyarbakır'da sınıf öğretmeni olarak görev yapan Şebnem Gökmen, o dönemde başörtüsü nedeniyle maruz kaldığı baskıları gözyaşları içinde anlattı. Üniversite eğitimine engel olunması nedeniyle mezuniyetinin geciktiğini belirten Gökmen, yaşadığı haksızlıkları affetmediğini ifade etti:

“Allah asla onlardan razı olmasın. Onlara hiçbir zaman hakkımı helal etmiyorum.”

"Başörtümüzü Açma Sözü Vererek Kayıt Olabildik"

1998 yılında Dicle Üniversitesi Siirt Eğitim Fakültesi'ni kazandığını belirten Gökmen, kayıt sürecinde başörtüsü yasağı nedeniyle büyük zorluklarla karşılaştığını söyledi:

"İlk iki hafta boyunca başörtülü olduğumuz için okulun içine bile alınmadık. Son haftanın son saatinde, saçkıran hastalığım olduğunu göstererek ancak kayıt yaptırabildim. Ancak bu da yetmedi, başörtülü olduğumuz için kaydımız 'şarta bağlı' yapıldı. 'Okul açılınca başınızı açma sözü verin' dediler. Yaklaşık 200 başörtülü öğrenci vardı, çoğu baskıya dayanamadı ve açtı. Biz 13 kişi sonuna kadar direndik."

Bu süreçte sürekli baskı ve tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını belirten Gökmen, derslere alınmadıklarını ve bir dönem okuldan uzaklaştırıldıklarını söyledi.

"Peruk Taktık, Ama Yine de Rahat Bırakmadılar"

Üniversite yönetiminin, "Başörtünüzün üzerine peruk takarak girin" şartını getirdiğini anlatan Gökmen, yaşadıklarını şöyle aktardı:

"Eşarbımızın üzerine peruk taktık, hatta peruğun üstüne bir eşarp daha bağladık. Okula girerken dıştaki eşarbı açıyorduk. Ama buna bile tahammül edemediler. Kabin bırakmadıkları için, okul kapısının yanındaki bir ağacın arkasında başörtümüzü açıyorduk. Bir gün geldik, dekan yardımcısı o ağacı kestirmiş. Peşimize çaycıyı takarak okul içinde bizi takip ettiriyorlardı. Sınıfta herkesin önünde rencide ediliyorduk."

"Normal Bir Öğrenci Gibi Davranamadık"

Gökmen, okulun sosyal ortamında var olamadıklarını, kantinde oturamadıklarını ve arkadaşlarının etkinliklerine katılamadıklarını söyledi. Staj döneminde bile çocukların peruk taktıkları için kendileriyle dalga geçtiğini belirterek, o yılların kendisi için büyük bir psikolojik yük oluşturduğunu dile getirdi:

"Ben çok aktif bir insanım, konuşmayı ve öne çıkmayı seven biriyim. Ama üniversite yıllarında hep geride kaldım, susturuldum, baskı altına alındım. Hakkımızı asla ödeyemezler."

"Gençler Değerlerini Bilmeli"

Bugün başörtüsü konusunda yasal bir özgürlük olmasına rağmen, gençlerin bu mücadelenin anlamını bilmediğini düşünen Gökmen, şunları söyledi:

"O dönem insanlar başörtülerini niçin açtıklarını ve niçin kapattıklarını biliyordu. Şimdi her şey serbest ama maalesef içi boşaldı. Gençlerin dinlerini daha iyi öğrenmesi ve Kur'an'a yönelmesi gerektiğine inanıyorum."

28 Şubat sürecinde mağdur olan binlerce kadın gibi, Gökmen de yaşadığı baskıları unutamıyor ve bu haksızlıkları affetmediğini dile getiriyor.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme