"En çok önem verdiğimiz konu ECOTA"
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Birbirimizle yaptığımız ticaretin oranı henüz yüzde 8 civarında. Zenginleşmek istiyorsak, önce bu tabloyu değiştirmeliyiz. Ben yıllardır hep şunu dile getiriyorum: En çok önem verdiğimiz konu Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret Anlaşması. Ama bir türlü hayata geçiremedik" dedi.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret ve Sanayi Odası (EİT TSO) 26'ncı Yürütme Kurulu ve 17'nci Genel Kurul Toplantıları, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu'nun ev sahipliğinde TOBB İstanbul Hizmet Binası'nda açılış oturumu ile başladı. Açılış konuşmalarını; TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, EİT TSO Başkanı Azarakhsh Hafizi, Pakistan Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu Başkanı Daroo Khan, İran Ticaret, Sanayiler, Madenler ve Tarım Odası Başkanı Gholamhossein Shafei ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Dr. Hadi Soleimanpour gerçekleştirdi. EİT bölgesinde ticari ve ekonomik alanda işbirliklerinin ele alınacağı toplantılara, Afganistan, Azerbaycan, İran, Pakistan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan'dan oda başkanları, başkan yardımcıları ve temsilcileri katılıyor.
"ÜLKELERİMİZDE VE COĞRAFYAMIZDA, HUZUR VE ZENGİNLİK İSTİYORSAK BUNUN YOLU, DAHA FAZLA TİCARETTİR"
Toplantının açılış konuşmasını yapan Rifat Hisarcıklıoğlu, "Burada hepimizin amacı, aramızdaki ticareti ve yatırımları artırmak. Bu konunun önemi, sadece iktisadi anlamıyla sınırlı değil. Ülkelerimizde ve coğrafyamızda, huzur ve zenginlik istiyorsak bunun yolu, daha fazla ticarettir. Zira ticaret yapan, kavgayla uğraşmaz, birbirine kötü bakmaz. İşte Avrupa'yı görüyorsunuz. Bin küsur sene savaşıp durdular, 2 büyük dünya savaşı çıkardılar. Sonra baktılar, bu işin sonu gelmeyecek, birlik kurdular. Aralarındaki ticareti artırdılar. Şu an geldikleri noktada, AB ülkeleri, toplam dış ticaretlerinin yüzde 70'ini birbirleriyle yapıyor. Sonuçta tarihte ilk defa, batı Avrupa, 70 senedir savaş görmedi" dedi.
"EN ÇOK ÖNEM VERDİĞİMİZ KONU ECOTA"
Hisarcıklıoğlu sözlerine şöyle devam etti: "Aynı başarıyı biz de yakalayabiliriz. Birbirimizle yaptığımız ticaretin oranı henüz yüzde 8 civarında. Zenginleşmek istiyorsak, önce bu tabloyu değiştirmeliyiz. Ben yıllardır hep şunu dile getiriyorum, en çok önem verdiğimiz konu ECOTA. Ama bir türlü hayata geçiremedik. Tüm üyelerin ECOTA'ya taraf olmasını bile sağlayamıyoruz. Yıllardır hepimiz bu anlaşmaların önemini anlatıyoruz. Ama bir türlü yol alamıyoruz. Belli ki bu konuda bilgi veya irade eksikliğimiz var. Şunu unutmayalım, korumacı politikalar zenginliği arttırmaz, tam tersine azaltır. Bizim gibi gelişen ülkeler için zenginliğe giden yol, ticareti artırmaktır. Buna en güzel örnek Türkiye. Bizde petrol, doğalgaz veya önemli bir maden bulunmaz. Kullandığımız elektriğin de yarısından fazlası ithal girdiye dayalı".
"20 YIL İÇİNDE İHRACATIMIZIN YÜZDE 90'I, SANAYİ ÜRÜNÜNE DÖNÜŞTÜ"
1980'lere kadar Türkiye'de, yüksek gümrük duvarlarının olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, "Bunun getirdiği rahatlıkla, hem kalitesiz, hem pahalı üretirdik. 2-3 milyar dolar ihracat yapardık, yüzde 90'ı tarım ürünüydü. Neticede, hem hayat kalitemiz düşük kaldı, hem de şirketlerimiz büyüyemedi. Sonra, rahmetli Özal sayesinde dışa açılmayı ve rekabeti öğrendik. Düşük teknolojili üretimden, orta ve yüksek teknolojiye geçtik. 20 yıl içinde ihracatımızın yüzde 90'ı, sanayi ürününe dönüştü. Bu malları da kaliteye en fazla önem veren Avrupa ülkelerine ve ABD'ye gönderiyoruz. Tekstilde, hazır giyimde, beyaz eşyada, otomotivde, Avrupa'nın en önemli tedarikçi ülkesi haline geldik. Tüm bunları, ticaretle, girişimcilikle sağladık. Zira doğal kaynaklar, halkları zengin etmez. Sadece devletleri zengin eder. Refahı topluma yaymanın ve kalıcı hale getirmenin yolu, ticareti ve girişimciliği teşvik edip, artırmaktır" diye konuştu.
Vizeler konusuna vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, "İkinci önemli konu vizeler. Ticaret için ziyaret lazım. Ziyaret olursa, ticaret de ortaklıklar da yatırımlar da artar. İnsanlar girip çıkarken zorlandıkları ülkelerle değil, en rahat ulaşabildikleri ülkelerle ticaret yapar. Ama biz daha en başından vize koyarak ziyareti zorlaştırıyoruz. Ziyareti zorlaştırınca da ticareti ve yatırımları da zorlaştırmış oluyoruz. Üstelik biz kardeşiz diyoruz. Bizim kültürümüzde kardeşler, birbirinin evine vize alıp değil, selam verip girer. Ama biz vizelerle birbirimize engel koymaya devam ediyoruz. Bu yanlışa artık son vermek durumundayız. Bu konuyu, hepimiz ülkelerimizde, hükümetlerimiz nezdinde gündeme getirmemiz gerekir" dedi.
"TİCARET YOLLARIMIZI, GÜVENLİ VE HIZLI HALE GETİRMELİYİZ"
Ticaret yollarının güvenliğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Diğer bir önemli konu, ticaret yollarımızı, güvenli ve hızlı hale getirmektir. Böylece hem kendi aramızdaki ticaret artar. Hem de Asya-Avrupa arasındaki ticaretin merkezi haline geliriz. Şu an dünya mal ticaretinin yarısı Doğu Asya ile Avrupa arasında yapılıyor. Bu malların daha hızlı taşınması için yollar aranıyor. Tam ortada biz varız. Önümüzde müthiş fırsatlar var. Eğer biz bu fırsatı kullanamazsak, bu ticaret yine yapılır. Ama başka yollar bulurlar, kaybeden biz oluruz. Ticaret yollarımızı güvenli ve hızlı hale getirirsek, Asya-Avrupa arasındaki ticaretin merkezi haline geliriz. Ülkelerimizdeki gümrük geçişlerinin hızlı, şeffaf ve standart olması, bu noktada çok önemli. TOBB olarak Türkiye'nin tüm önemli kara gümrük kapılarını yeniden inşa ettik. Bu sayede bekleme süreleri yarıya düştü, geçiş hacmi 4 katına çıktı. Birleşmiş Milletler tarafından en iyi uygulama seçildik ve dünyaya örnek gösterildik" şeklinde konuştu.
Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Tüm bu konularda edindiğimiz bilgi tecrübemizi paylaşmaya hazırız. EİT TSO Genel Sekreterliğini bu vizyona dayalı olarak üstlendik. Karşılaştığımız en büyük sıkıntı, ülkelerimizdeki farklı oda yapılarıydı. Biz öncelikle bunun üzerinde durduk. Özellikle kurucu olmayan odaların ilgisini çekecek programlar düzenlemeye başladık. Son 3 toplantımıza ülkelerin katılımını sağladık. EİT TSO ilk Oda Eğitim Programını dün tamamladık. Yine geçen sene önemli bir ilki gerçekleştirdik. Özbekistan, bir EİT TSO Yürütme Kuruluna ev sahipliği yaptı. 2020 yılında da EİT TSO toplantılarımıza Orta Asya'daki üyelerimiz ev sahipliği yapacak. ECO TSO olarak Türk İş Konsey İşbirliği anlaşması imzaladık. Türkmenistan'ın TAPİ Doğalgaz ve Enerji Projeleri konferansını İstanbul'da gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemde, bizi birbirimize yakınlaştıracak işler yapmaya devam edeceğiz. Bu konuda sizlerin de görüş ve önerilerini mutlaka almak isterim. Zira, bizlerin kültür ve inancımız da vurgulandığı gibi "Yapacağı işi ehliyle istişare edene, o işin en güzeli nasip olur".
"TÜRKİYE'NİN ADI MARKA HALİNE GELDİ"
Toplantıda söz alan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı dönem Başkanı ve Afganistan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Azarakhsh Hafizi, "Dünya değişiyor, artık sömürgecilik sona erdi. Statümüzü yeniden tanımlamamız gerekiyor. Üye ülkelerin ekonomik kalkınmalarına baktığımız zaman çabalar sarf edildiğini görüyoruz. Artık Türkiye'nin adı marka haline geldi. Yüksek kaliteli ürünler üretiyor. Türkiye'nin ekonomik durumundan ve G20 ülkeleri arasında olmasından dolayı gurur duyuyoruz. İran, dünyada engellemelere rağmen çok mücadele ediyor. Üye ülkeler Afganistan'a yardım edebilir. Ekonomik tecrübelerinden faydalanabiliriz. Ticaret için güçlerimizi birleştirmeliyiz. Düzenlediğimiz toplantılar bu konuda önemli rol üstleniyor. Vize konusunda ECO Bölgesi ülkeleri birbirine kolaylık göstermesi lazım. Bunun için adımlar atılmalı. Vizelerin verilmemesi yaptırımdan daha kötü bir durum" şeklinde konuştu.
(Adem Gürer - Uğur Çetin /İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.