Erzurum'da Şamanizm'in izleri hâlâ yaşıyor

Erzurum ve çevresinde yapılan araştırma, İslam öncesi Türk kültürüne ait izlerin günümüzde de halk inanışlarında ve günlük yaşamda sürdüğünü ortaya koydu.

Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez ve Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra Yıldız tarafından yapılan araştırma, Erzurum ve çevresinde İslam öncesi Türk kültürüne ait izlerin hala yaşadığını ortaya koydu. Çalışmaya göre, su ve ateş kültü, lohusa inanışları ve nazardan korunma ritüelleri günümüzde de varlığını sürdürüyor.

Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Türk kültürünün binlerce yıl boyunca farklı coğrafyalarda ve medeniyetlerle etkileşime girse de temel unsurlarını koruyarak günümüze kadar ulaştığını belirtti. Eğilmez, Erzurum ve çevresinde yaptıkları saha çalışmasıyla, İslam öncesi Türk kültürünün halen halk inanışlarında ve günlük yaşamda nasıl sürdüğünü tespit ettiklerini ifade etti.

Bu araştırmada, Erzurum halk inançlarının kökenlerini inceleyerek Türk kültürünün nasıl aktarıldığını anlamaya çalıştıklarını söyleyen Eğilmez, elde edilen verilerin, Türk kültürünün sürekliliğini ve kültürel kimliğin zenginliğini gösterdiğini vurguladı. Tarih boyunca farklı milletlerle temas kurmuş olan Türklerin, kültürlerinin asli unsurlarını koruyarak büyük ve eşsiz bir kültürel zenginliğe ulaştığını belirtti.

"Şamanizm'in izleri Erzurum'da hala yaşıyor"

Çalışmada, özellikle su ve ateş kültünün, Şamanizm’den günümüze ulaşan en belirgin inançlardan olduğu belirlendi. Yüksek Lisans Öğrencisi Büşra Yıldız, Erzurum halkının su kaynaklarına büyük saygı duyduğunu, yağmur suyunu kutsal kabul ederek topladığını söyledi. Söğütlü Göleti gibi suyla ilgili efsanelerin, eski Türk inançlarından su kültünün günümüzdeki yansımaları olduğunu ifade etti.

Ateşle ilgili inançların da halen güçlü şekilde yaşadığını belirten Yıldız, "Ateş suyla söndürülmez, ocağın gereksiz yere yanması hoş karşılanmaz, külleriyle oynanmaz ve çocukların ateşe uzun süre bakması engellenir. Bu inanışlar, Şamanizm’in ateşe yüklediği kutsallık anlayışının günümüzde de sürdüğünü gösteriyor" dedi.

"Lohusa kadın alkarısından korunur"

Araştırmada, lohusa kadınların ve bebeklerin korunması için eski Türk inanışlarından gelen ritüellerin hala sürdüğü ortaya çıktı. Alkarısı inancının Erzurum’da da yaygın olduğunu belirten Yıldız, "Lohusa kadının başucuna bıçak, Kur’an veya eşine ait bir kıyafet konması, alkarısından korunmak için alınan önlemlerden bazılarıdır. Ayrıca, lohusa kadın 40 gün yalnız bırakılmaz ve bebeğin beşiği boş sallanmaz" dedi.

Yıldız, Erzurum'daki bazı inanışların İslamiyet ile Şamanizm’in harmanlanarak günümüze kadar ulaştığını belirterek, "Türklerin eski inançlarında yer alan dağ, ağaç ve atalar kültü bugün hala devam ediyor. Örneğin, Erzurum’daki Abdurrahman Gazi Türbesi’ne gitmenin bereket getireceğine inanılıyor. Ayrıca, dağlık bölgelerde cinlerin yaşadığı düşünülüyor ve bu alanlara saygısızlık edilmemesi gerektiğine inanılıyor" dedi.

"Ocakçılık geleneği halk şifacılığının devamı"

Nazardan korunma, sarılık, lohusalık gibi durumlarda halk şifacılarına başvurulmasının, Şamanizm’den günümüze ulaşan bir gelenek olduğuna dikkat çeken Yıldız, "Ocakçılık geleneği, geleneksel Türk halk hekimliğinin bir uzantısıdır. Sadece fiziksel rahatsızlıklar için değil, nazar gibi ruhsal sorunlara karşı da uygulanan bu gelenek, günümüzde de halk arasında devam etmektedir" dedi.

Elde edilen bulguların, Türk kültürünün derin kökleri ve sürekli gelişen yapısıyla nasıl günümüze kadar ulaştığını gösterdiğini vurgulayan Yıldız, Erzurum ve çevresindeki halk inanışlarının, binlerce yıl öncesinden gelen Türk kültürünü canlı bir şekilde yaşattığını ifade etti.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme