• Haberler
  • Erzurum
  • Erzurum müzesindeki figürinler geçmişe ışık tutuyor

Erzurum müzesindeki figürinler geçmişe ışık tutuyor

Erzurum Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen ve Karaz Kültürü'ne ait hayvan figürinleri üzerine yapılan akademik bir çalışma, Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı toplumlarının inanç ve gündelik yaşamına dair yeni değerlendirmeler sundu.

Karaz Kültürü'ne ait eserlerin değerlendirilmesiyle, Erken Tunç Çağı toplumlarının sosyal ve dini yaşamına ışık tutan yeni bir akademik çalışma yayımlandı. Araştırmacılar Rabia Akarsu ve Elif Şener tarafından yürütülen çalışmada, Erzurum Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen ve Pulur Höyüğü, Güzelova Höyüğü ile Sos Höyük kazılarından elde edilen toplam 20 pişmiş toprak hayvan figürini analiz edildi.

Boğa, koç, koyun, kuş ve tanımlanamayan türlerdeki figürinlerin Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı’na tarihlendirildiği belirtildi. Araştırmada, özellikle Sos Höyük kazılarında elde edilen buluntuların stratigrafik ve radyokarbon tarihleme verileriyle desteklendiği ifade edildi.

Çalışmanın sonuç bölümünde şu değerlendirmelere yer verildi:

“Pulur ve Güzelova yerleşimlerinde erken dönem kazılarının tabakalanmasına ilişkin kesin olmayan veriler olsa da Sos Höyük kazılarından ele geçen eserler hem stratigrafik olarak tanımlanmış hem de radyokarbon tarihi sonuçları bulunmaktadır. Buna göre makale kapsamında ele alınan hayvan figürin örnekleri, Geç Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı’na tarihlendirilmektedir. Erken dönem toplumlarının ortaya koyduğu taş, pişmiş toprak, ahşap, kemik, metal figürin eser grubu, o dönemin sosyal hayatı ve inanç sistemi hakkında bize bilgi vermektedir. Figürinlerin çocuklar tarafından oyuncak olarak veya yetişkinler tarafından çocukları eğitmek için kullanıldığı; muska, dilek aracı olduğu; ölüleri anmak için veya dinî tapınım nesnesi olarak kullanıldığı gibi farklı yorumlar bulunmaktadır.”

Araştırmada, figürinlerin ocak yapılarının çevresinde bulunmasına da dikkat çekilerek, bu durumun figürinlerin dini törenlerde kullanılmış olabileceği yönündeki ihtimali güçlendirdiği ifade edildi:

“Karaz kültürü sosyal ve dinî yapısı içinde ocak ve ocak ile bağlantılı ateşin kutsallığı bilinirken hayvan figürinlerinin de dinî bir anlam taşıması büyük bir olasılıktır. Karaz kültürü inanç sistemi hakkında çok az bilgi bulunmakla birlikte dönem halkının geçim kaynaklarından biri olan hayvancılıkla bağlantılı olarak koç, koyun, boğa gibi evcilleştirilmiş hayvan türlerinin inanç sistemi içinde önemli bir yere sahip olduğu çalışmaya konu olan buluntulardan anlaşılmaktadır.”

Kültürel sembollerin yorumlandığı bölümde, Pulur-Sakyol Höyüğü'nde tapınak alanında bulunan ve kuş yüzü betimli küplere de yer verildi. Bu figürlerin anlamı hakkında yeterli bilgi olmamakla birlikte, kuş imgelerinin tarih öncesi dönemde çoğunlukla ruhu ve yaşam döngüsünü sembolize ettiğine dikkat çekildi:

“Ancak Paleolitik Dönem kaya resim sanatında, Neolitik Dönem tapınak duvarlarında kullanılan kuş imgelerinin daha çok ruhu temsil ettiği ve yaşamın yenilenmesiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Sonuç olarak, Karaz kültürü yayılım alanı içinde ele geçen figürinler arasında bulunan benzerlikler, bu kültürü oluşturan insan topluluklarının inanç sistemi içinde hayvan figürinlerinin önemli bir yer tuttuğunu ve aralarındaki kültürel etkileşimin varlığını göstermektedir.”

Bu özgün çalışma, yazının henüz kullanılmadığı dönemlere ait toplumsal yapının sembolik yansımalarını anlamada önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme