• Haberler
  • Sağlık
  • Mizah iyileştirir mi yoksa yaralar mı? Uzmanından 1 Nisan uyarısı

Mizah iyileştirir mi yoksa yaralar mı? Uzmanından 1 Nisan uyarısı

1 Nisan 'şaka günü' kapsamında mizahın insan psikolojisi üzerindeki etkilerini değerlendiren Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bilinçsiz yapılan şakaların travmaya yol açabileceğini belirtti.

Dünyada gayri resmi olarak “şaka günü” kabul edilen 1 Nisan’da, bireyler ve kurumlar çeşitli mizahi içeriklerle dikkat çekmeye çalışıyor. Ancak bu şakaların, psikolojik ve sosyal boyutları çoğu zaman göz ardı ediliyor.

Mizahın insan ruh hali üzerindeki etkilerine dair Anadolu Ajansı’na değerlendirmelerde bulunan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şakanın sanat olduğunu, dozunun ve anlamının iyi ayarlanması gerektiğini söyledi.

Olumlu mizahın vücutta stres hormonlarını azalttığını, kasları gevşetip endorfin salgılanmasını artırdığını belirten Tarhan, “Ancak karşı tarafı küçük düşüren, benlik duygusunu zedeleyen, değersiz hissettiren şakalarda stres ve öfke hormonlarında ciddi artış gözleniyor” dedi.

“Mizah yapmak bir ustalık işidir” diyen Tarhan, doğru yapılmış bir şakanın birkaç kelimeyle büyük bir anlam ifade edebileceğini vurguladı. Anadolu kültüründe mizahın bir stres yönetimi biçimi olarak yer aldığını söyleyen Tarhan, “Nasreddin Hoca’nın en kaotik dönemlerde ortaya çıkması rastlantı değildir. Onun hikmetli mizahı, bizim küresel kültür değerlerimizden biridir” ifadelerini kullandı.

Mizahın sosyal bağları kuvvetlendirme gücüne de değinen Tarhan, “İki taraf da kendini iyi hissediyorsa, şaka güven duygusu oluşturur. Ancak kaba şakalar kültürel altyapısı olmayan kişilerde ilişkilere zarar verebilir. Şaka kültürü olmayan biri, istemeden kırıcı olabilir” dedi.

Yıkıcı şakalara da dikkat çeken Tarhan, “Bir çocuğun sırtına yazı yapıştırıp herkesin alay etmesi, o çocukta uzun süreli psikolojik izler bırakabilir. Bu, okul ortamında akran zorbalığı sayılır. Masum gibi görünen bir şaka bile travma yaratabilir” uyarısında bulundu.

Şakanın bir iletişim aracı olarak kullanılabileceğini ama yerinde ve zamanında yapılması gerektiğini hatırlatan Tarhan, aksi takdirde bu yaklaşımın kişinin toplumdaki itibarını zedeleyebileceğini belirtti.

“Şakalar dozunda, anlam yüklü ve yerinde olmalı. Özellikle morali bozuk kişilere yapılacak hikmetli şakalar, psikolojik destek kadar etkili olabilir” diyen Tarhan, mizahın diplomasi ve siyaset gibi alanlarda da ön yargıları kırmak için kullanıldığını ifade etti.

İş ortamlarında da mizahın örgütsel verimliliği artırabileceğine dikkat çeken Tarhan, dönüşümcü liderlik anlayışında mizahın ikna gücü yüksek bir araç olarak yer bulduğunu söyledi.

Mizahın psikoloji literatüründe “M vitamini” olarak adlandırıldığını aktaran Tarhan, “Neyzen Tevfik’in ‘Ben veririm’ sözü ya da Nasreddin Hoca’nın eşekten düşerken ‘Zaten inecektim’ demesi gibi hikmetli şakalar bizim kültürel zenginliğimizdir. Bu tür mizah toplumda çoğaltılmalı. Türkiye’nin buna çok ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme