Nuh'un Gemisi araştırmalarında CIA belgeleri ortaya çıktı!

Ağrı Dağı’ndaki Gizemli Oluşum: Bilimsel Bulgular ve CIA Belgeleri Işığında Nuh’un Gemisi Tartışması Yeniden Alevlendi

Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı, kadim mitolojilerden dinî anlatılara kadar pek çok farklı kültürde Nuh’un Gemisi ile özdeşleştirilmiş önemli bir coğrafi bölge olarak öne çıkıyor. Son yıllarda bölgede yürütülen bilimsel çalışmalar ve gizliliği kaldırılan bazı istihbarat belgeleri, bu çok eski tartışmayı yeniden gündeme taşıdı.

Dağın güney yamacında yer alan ve “Durupınar Formasyonu” olarak adlandırılan tekne biçimindeki yapının, Nuh’un Gemisi’ne ait olabileceği iddiası uzun süredir farklı çevreler tarafından dile getiriliyor. Son olarak İstanbul Teknik Üniversitesi, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ve ABD merkezli Andrews Üniversitesi’nden bilim insanları, 2021 yılından bu yana bölgede gerçekleştirdikleri arazi çalışmalarıyla bu iddiayı bilimsel veriler ışığında değerlendiriyor.

Fosilleşmiş Bir Geminin Kalıntıları mı?

Araştırma ekibi, Durupınar bölgesinden aldıkları toprak ve kaya örneklerini çeşitli laboratuvarlarda analiz etti. Yapılan yaş tayini çalışmaları, alınan örneklerin yaklaşık olarak 3.500 ila 5.000 yıl öncesine tarihlendiğini gösterdi. Bu da Milattan Önce 5500 ile 3000 yılları arasındaki döneme, yani Kalkolitik Çağ’a işaret ediyor. Bu dönem, birçok kültürün anlatılarında yer alan “Büyük Tufan” olaylarının tarihlendirmeleriyle örtüşüyor.

Bilim insanları, yapının şekli ve yer aldığı konum nedeniyle bunun sıradan bir jeolojik oluşumdan farklı olabileceğini, ancak kesin bir sonuca ulaşmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

CIA Belgeleriyle Ortaya Çıkan Takip Süreci

İngiltere merkezli Daily Mail gazetesinin haberine göre, Amerika Birleşik Devletleri’nin istihbarat teşkilatı CIA, Ağrı Dağı’ndaki bu oluşumu yıllar boyunca dikkatle izledi. "Nuh’un Gemisi Raporu" başlığıyla gizliliği kaldırılan belgelerde, CIA’in 1974-1982 yılları arasında Ağrı Dağı üzerinde özel casus uçaklar ve uydu görüntüleme sistemleriyle veri topladığı ortaya çıktı.

Söz konusu gözlem faaliyetleri, dönemin CIA Başmüfettişi William Colby'nin talimatıyla başlatıldı. Geliştirilen özel görüntüleme teknolojileri, Yarbay Walter Brown’un liderliğinde U-2 tipi casus uçaklarla uygulandı. Ancak bu gözlemler sonucunda elde edilen verilerin kamuoyuyla paylaşılmadığı ve araştırmaların hangi sonuçlara ulaştığına dair resmi bir açıklamanın yapılmadığı dikkat çekiyor.

Bilim Dünyasında Farklı Görüşler

Durupınar Formasyonu hakkında yürütülen çalışmalara rağmen jeoloji camiasında bu yapının doğal yollarla oluştuğunu düşünen birçok uzman da bulunuyor. Yapının tekne benzeri şekli, tortul kayaçlardaki farklılaşmalar ve erozyon süreçleriyle açıklanabiliyor. Bu nedenle, oluşumun insan eliyle inşa edilmiş veya bir gemi kalıntısı olduğuna dair doğrudan kanıtların henüz bulunmadığı vurgulanıyor.

Sonuç ve Beklentiler

Ağrı Dağı’nda yürütülen çok yönlü çalışmalar, hem bilimsel hem tarihî hem de kültürel açıdan oldukça önemli soruları beraberinde getiriyor. Nuh’un Gemisi’ne dair anlatıların gerçek bir zemine dayanıp dayanmadığı, ilerleyen dönemlerde yapılacak yeni arkeolojik ve jeolojik araştırmalarla daha net bir şekilde ortaya konabilir. Özellikle yer altı görüntüleme teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, bu tür tartışmalı bölgelerde elde edilecek verilerin daha somut hale gelmesi bekleniyor.

Şu an için elimizdeki bilgiler, bu alandaki araştırmaların sürdürülmesinin önemli olduğunu gösteriyor. Nuh’un Gemisi’ne dair iddialar netlik kazanmasa da, insanlık tarihine ışık tutabilecek bu tarz oluşumların bilimsel yöntemlerle araştırılması büyük önem taşıyor.