Ramazan bayramı Ağrı'nın kültürel hafızasında nasıl yaşatılıyor?
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Türk Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Akif Arslan, Ramazan Bayramı'nın Ağrı ve çevresindeki geleneksel yaşantıya kazandırdığı kültürel ve edebi değerleri anlattı.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Türk Halk Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Akif Arslan, Ramazan Bayramı’nın Ağrı ve çevresindeki geleneksel yaşantıya kazandırdığı kültürel ve edebi değerleri anlattı. Yaptığı açıklamada, geçmişte çocukların ellerinde poşetlerle mahalle mahalle dolaşarak şeker, fındık ve fıstık topladıklarını belirten Arslan, sonrasında çocukların bir araya gelip geleneksel oyunlarla bayram sevincini doyasıya yaşadıklarını ifade etti.
Bayramın sadece çocuklar için değil, gençler ve yetişkinler için de bir coşku zamanı olduğunu belirten Arslan, özellikle akşam saatlerinde köy orta oyunlarının sahnelendiğini, âşık atışmalarının yapıldığını ve dengbejlerin sanatlarını sergilediğini aktardı. Geceleri ise köy odalarında toplanan halkın sohbetlerde hikâyeler, masallar, kıssalar ve menkıbelerle hem eğlendiğini hem de kültürel birikimini pekiştirdiğini söyledi.
Arslan, bayram öncesinde yapılan hazırlıkların da büyük bir titizlikle yürütüldüğünü dile getirerek, "Evlerde baklava, sütlaç, börek, kete gibi geleneksel lezzetler hazırlanır; misafirlere hoşaf, şerbet ve çeşitli yemekler ikram edilirdi. Bayram namazının ardından mezarlık ziyaretleri gerçekleştirilir, burada gofret, lokum gibi ikramlar sunulurdu. Ardından komşu ve akrabalarla yapılan kahvaltılarda dolma ve kavurma gibi yöresel yemekler sofraları süslerdi," diye konuştu.
Geçmişte, köyler arasında büyük kazanlarda pişirilen keşkek ya da halisenin paylaşımının da önemli bir gelenek olduğuna dikkat çeken Arslan, bu kültürün günümüzde bazı aileler tarafından hâlâ yaşatıldığını söyledi. Bayrama günler kala temizliklerin yapıldığını, çocukların ve yardıma muhtaçların bayramlıklarının özenle hazırlandığını belirten Arslan, bu kıyafetlerin çocukların yatağının başına bırakıldığını ve sabah heyecanla giyildiğini anlattı.
Çocukların topladıkları çikolata ve şekerleri bayram akşamına doğru sayarak aralarında küçük yarışlar yaptıklarını ifade eden Arslan, en çok toplayan çocuğun bu yarıştan büyük bir mutlulukla çıktığını söyledi. Davulcuların da bayram sabahı ev ev gezerek maniler söylediğini ve halktan çeşitli hediyeler aldığını belirtti.
Prof. Dr. Arslan, bayram ziyaretlerinin önemine özellikle değinerek, "Öncelikle yaşlılar, hastalar ve yakın zamanda cenazesi olan evler ziyaret edilirdi. Ayrıca nişanlı kızlara erkek tarafı tarafından çeşitli hediyeler gönderilirdi. Bayramın coşkusu sadece evlerde değil, açık alanlarda da yaşanırdı. Köyler arasında düzenlenen futbol turnuvaları ve at yarışları, bayramın sporla iç içe kutlandığı zamanları hatırlatır" dedi.
Bakmadan Geçme





