Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Kaya, Londra’daki Britanya Müzesi’nde çözülen Babil tabletiyle Nuh’un Gemisi’nin yeri olarak Ağrı Dağı’nın işaret edilmesinin Türkiye için eşsiz bir inanç turizmi fırsatı anlamına geldiğini söyledi.
Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Faruk Kaya, son günlerde İngiltere’deki Britanya Müzesi’nde yapılan bir keşfin, Ağrı Dağı’na yönelik küresel ilgiyi yeniden gündeme taşıdığını söyleyerek, “Babil’den kalma 3 bin yıllık bir tablette yer alan bilgiler, Nuh’un Gemisi’nin konumunu Ağrı Dağı olarak işaret ediyor. Tarihî anlatılar doğrultusunda çözülen bu tablette, tufan hikayesinin ayrıntıları yer alıyor ve geminin konumu zirveye yakın bir noktada, belirli ölçülerle tarif ediliyor. Londra’daki Britanya Müzesi’nde çözülen Babil tabletiyle Nuh’un Gemisi’nin yeri olarak Ağrı Dağı’nın işaret edilmesi, Türkiye için eşsiz bir inanç turizmi fırsatı anlamına geliyor. Artık bu küresel ilginin farkına vararak harekete geçilmesi gerek! Dünya çapında milyonlarca insanın, Nuh’un Gemisi’nin izini sürmek için başka ülkelerdeki replikaları ziyaret ettiğini düşünürsek, tarihi ve dini kaynaklara dayanarak gerçek mekânın Ağrı Dağı ve çevresi olduğuna inanan çok büyük bir kitleyi bölgeye çekmek için ilgili kurum ve kuruluşların harekete geçerek inanç turizmi kapsamında gerekli alt yapı ve tanıtım çalışmalarına ivedilikle başlaması zaruret arz etmektedir” dedi.
“Ülkemizin bu eşsiz jeolojik ve kültürel zenginliğini ekonomik girdiye çevirmek için daha ne kadar bekleyeceğiz?” diye soran Prof. Dr. Faruk Kaya, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ağrı Dağı, 1829’dan beri pek çok araştırmacının ilgi odağında olan bir jeomorfolojik ünite olarak dikkat çekiyor. Bununla birlikte 1959’da Telçeker köyü Durupınar bölgesinde keşfedilen gemi benzeri yapı, arkeolojik olarak Kalkolitik döneme tarihlendirilmiş ve bu da yaklaşık olarak Hazreti Nuh’un yaşadığı dönemle örtüşen bir zamana denk gelmektedir. Bu gibi tarihî ve dinsel bulgular, bölgenin inanç turizmi potansiyelini artırıyor ve uluslararası alanda ziyaretçilerin ilgisini çekmek için değerlendirilebilir bir kaynak sunuyor. Bu topraklarda tarihin en eski hikayelerinden birini barındıran Ağrı Dağı, hak ettiği değeri görmeyi bekliyor. Türkiye, büyük bir kitle tarafından Nuh’un Gemisi’nin gerçek adresi olduğuna inanılan bu bölgeyi, inanç turizmi için bir cazibe merkezine dönüştürerek ülke ekonomisine milyonlarca dolarlık katkı sağlayabilir. Ağrı Dağı veya çevresinde kurulacak bir Nuh’un Gemisi Müzesi, hem yerli hem de yabancı turistler için eşsiz bir deneyim sunacaktır. Britanya’daki bu yeni keşfi ülke gündemine taşıyarak, Türkiye'nin turizmde yeni bir sayfa açmasının tam zamanı!”
İnanç Turizmi ile Ekonomik Kalkınma
Hong Kong, ABD ve Hollanda’da, Nuh’un Gemisi temalı müzelerle inanç turizminden büyük gelirler elde edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Faruk Kaya, “Örneğin, Hong Kong’da kurulan müze Nuh’un Gemisi'nin tam boyutlu bir kopyası olarak inşa edilen popüler bir cazibe merkezidir. Bu yapı(Noah’s Ark), yaklaşık 137 metre uzunluğunda, 23 metre genişliğinde ve 13 metre yüksekliğinde inşa edilmiş olup, aynı zamanda eğitim ve eğlence amaçlı interaktif sergilerle ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Giriş ücreti 198 dolar olan müzeyi bugüne kadar yaklaşık 7 milyon kişinin ziyaret ettiği kayıtlarda yer almaktadır. ABD ve Hollanda da kurulan benzer müzeleri de günlük olarak sayıları binleri aşan kişi hatırı sayılır bir ücret karşılığında ziyaret etmektedir. Ağrı Dağı eteklerinde kurulacak bir Nuh’un Gemisi Müzesi, Ağrı’nın ve bölgenin ekonomik durumunu iyileştirmenin yanı sıra, ülkemize büyük bir döviz girdisi de sağlayabilir.
Ağrı Dağı, dünya genelinde inanç odaklı ziyaretçiler için dikkat çekici bir cazibe merkezi hâline gelebilir. İnanç turizmine yönelik planlanacak müze ve ziyaretçi alanları sayesinde bölge, yalnızca Türkiye'nin değil, aynı zamanda Ortadoğu ve Avrupa’nın da inanç turizmi odak noktalarından biri olabilir. Ziyaretçiler için nitelik ve nicelik olarak iyileştirilecek olan konaklama, yeme-içme, ulaşım ve diğer ihtiyaçların karşılandığı tesislerin oluşturulması da bölgedeki istihdamı artıracaktır. Hong Kong’daki örneği baz alarak basit bir hesaplama yapıldığında, yılda en az 300 bin ziyaretçi çekmesi hedeflenen bir Ağrı Dağı ve Nuh’un Gemisi Müzesi, sadece biletli girişlerden alınacak ücretlerden, yıllık ortalama 60 milyon dolar gelir sağlayabilir. Bu gibi rakamlarla, Ağrı’nın ekonomik kalkınmasına büyük bir katkı sağlanabilir. Bu tür bir projeyle Türkiye, inanç turizmi için popüler bir destinasyon haline gelebilir. Ülkemizdeki üniversitelerin, bu konu üzerinde daha fazla bilimsel çalışma yapması da önemlidir. İnanç turizmiyle ilgili uluslararası pazarlama stratejileri geliştirilerek, Türkiye’nin kültürel ve tarihî miraslarını tanıtmak için bu fırsat değerlendirilebilir” diye konuştu.
Ağrı veya Doğubayazıt’a “Nuh’un Gemisi” Müzesi Kurulmalı
Nuh'un gemisinin yeriyle ilgili tartışma ve araştırmaların bundan sonra da devam edeceğini vurgulayan Prof. Dr. Faruk Kaya, “Hazreti Nuh'un gemisi bulunur mu, bulunmaz mı, ne zaman bulunur, nerede bulunur? Gibi sorular bugün olduğu gibi gelecekte de sorulmaya devam edecektir. Ancak Nuh’un Gemisi’nin Ağrı Dağı’nda olduğuna dair dünya kamuoyunda oluşan bu güçlü algıyı heba etmemek gerekir. Bu kitlenin inancını ekonomik bir getiriye çevirmek için gerekli altyapı yatırımlarının yapılması, onlar gibi inanmamızı gerektirmez. Bu bağlamda Ağrı veya Doğubayazıt’ta Ağrı Dağı’na nazır bir konumda Nuh’un Gemisi Müzesi kurulması fikrine özellikle üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları tarafından güçlü bir destek sağlanarak, kamuoyu oluşturulması önem arz ediyor. Türkiye’nin sosyoekonomik açıdan en az gelişmiş illerinden biri olan Ağrı, inanç turizmiyle yeniden hayat bulabilir. Bu, sadece Ağrı’yı değil, tüm Türkiye ekonomisini olumlu etkileyecek bir adım olacaktır” şeklinde konuştu.