Ağrı'da ihtiyaca cevap vermek için Fırat Mahallesi Yaşar Kemal Caddesi'nde hizmet vermeye devam eden Ümit Aras Özel Eğitim Merkezi, dil gelişimini desteklemek ve iletişim becerilerini güçlendirmek adına verilen dersler yoğun ilgi görüyor.
Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan kurum müdürü Mustafa İzci, dil ve konuşma terapisi başta olmak üzere birçok alanda uzman eğitimcilerle hizmet sunduklarını söyledi. Türkiye genelinde dil ve konuşma terapisti ihtiyacının oldukça yüksek olduğunu da vurgulayan İzci, “Türkiye’de her 28 bin kişiye bir dil ve konuşma terapisti düşüyor. Bu eksiklik Ağrı’da da büyük bir sorun teşkil ediyor. Merkezimiz bu açığı kapatmak için yoğun çaba sarf ediyor. Ümit Aras Özel Eğitim Merkezi'nde dil ve konuşma gecikmesi, ses bozukluğu, kekemelik gibi birçok alanda ücretsiz hizmet veriliyor. Aileler, devlet hastanelerinden aldıkları raporlarla bu hizmetten yararlanabiliyor” dedi.
İzci, Ağrı’nın ilçelerinden de yoğun talep aldıklarını belirtti. İlçelerde dil ve konuşma terapistlerinin bulunmadığını ve ailelerin merkeze ulaşımının zor olduğuna da değinen İzci, “Merkezimiz iki servisiyle çocukları evlerinden alınıp tekrar bırakıyor. Eğitim sınıflarımızda her türlü imkân mevcut. Her dersimiz 40 dakika sürüyor. Ailelerin yoğun ilgisi bizi mutlu ediyor. İhtiyacı olan daha fazla kişiye ulaşmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Merkezde görev yapan dil ve konuşma terapistleri, kişiye özel tedavi yöntemleri uyguluyor. Dkt.( Dil ve Konuşma Terapisti) Özge Yapan, 40 hastası olduğunu ve özellikle otizmli bireylerle çalışmanın zaman aldığını dile getirirken, otizm hastalığında bir çok terapi yönteminin olduğunu “Floortime” ve “ABA” (Uygulamalı Davranış Analizi) gibi eğitimlerin ise hastalar üzerinde tercih edilen bir uygulama metodu olduğunu ve bu metotlar sayesinde hastalarına destek olduklarını belirtti. Yapan; Floortime’ın bireyin eksikliklerini, duyusal ihtiyaçlarını dikkate alarak oyun temelli bir terapi yöntemi olduğunu, ABA terapisinin ise otizm teşhisi konmuş bireyler üzerinde büyük fark oluşturduğunu söyledi.
Özge Yapan, ailelerin çocuklarındaki otizm belirtilerini erken yaşta kolay bir yöntem ile fark edebileceklerini belirterek, “Anneler, belli başlı durumlarda örneğin; bebeği emzirirken bebeklerinin yüzlerine bakmadığını ve göz teması kurmakta zorlandıklarını fark ediyorlar. Çocukluk dönemine gelindiği zaman ise anne ile çocuk arasında bir soğukluk, göz teması problemlerinin devam etmesi hali yaşanıyor. Dil konuşma problemleri genel olarak çocuğun aynı yaştaki akranlarının geride kalması durumu ile anlaşılıyor. Bu gibi durumlarda erken teşhis ve tedavi, dil ve konuşma terapistlerinin başarısını artırıyor. Çocukların yaşıtlarından geri kalma durumlarında aileler beklemeden bir dil konuşma terapistine başvurmalıdır. Terapinin gidişatında ailenin göstermiş olduğu katkı ve tutum en az terapistin gösterdiği ilgi kadar mühimdir. Ayrıca 7’den 70’e herkes dil ve konuşma terapisine başvurabilir” diye konuştu.
Kurumun bir diğer Dkt. (Dil ve Konuşma Terapisti) Şevval Taşdemir ise konuşma bozukluğu yaşayan 72 yaşında bir hastasıyla yaşadığı deneyimi paylaşarak; “İlerleme kaydettiğimiz vakalar arasında dudak damak yarıklığı olan hastalar da mevcut. Bu süreç 6 ila 9 ay sürebiliyor. İnme geçiren hastalarda ise tedavi 9 ila 12 ay arasında değişebiliyor. Çocuklardaki konuşma bozuklukları, süreci her ne kadarda uzatsa da sabır gerektiriyor ve tedavi süreci 6 ila 7 ay sürebiliyor" ifadelerine yer verdi.