Ağrı Peygamber Sevdalıları Derneği Kudüs’te yaşanan soykırıma tepki göstermek için basın açıklaması gerçekleştirdi.
7 Ekim’den bu yana Filistin’de yaşanan insanlık dışı soykırıma tepki göstermek için bir araya gelen Ağrılılar, sloganlar eşliğinde yaşanan soykırımı protesto etti.
Ağrı Peygamber Sevdalıları Derneği tarafından, Ağrı Merkez Camii önünde gerçekleştirilen basın açıklaması, vatandaşların yoğun katılımlarıyla gerçekleşti.
Toplanan grup adına açıklama metnini HÜDA PAR Ağrı İl Başkan Yardımcısı Burhan Aslan okudu.
Aslan okuduğu açıklama metninde şu ifadelere yer verdi:
"Filistin’de 75 yılı aşkındır devam eden sistematik zulüm ve katliamlar, 7 Ekim’den itibaren soykırıma dönüştü. 2006’dan bu yana dünyanın en büyük açık cezaevi haline getirilen Gazze, soykırım saldırıları ile dünyanın en büyük mezarlığına dönmek üzere. Kelimelerin anlatmakta kifayetsiz kaldığı vahşet nedeniyle şehadete ulaşan kardeşlerimizin sayısı 40 bine yaklaştı. 100 bine yakın mazlum yaralandı, on binlerce ev, okul, camii yıkıldı. Gazze’nin alt ve üst yapısı tamamen tahrip edildi. Yerle bir edilen Gazze’den Mısır sınırındaki Refah kentine sığınan mazlum Filistin halkı, burada da işgalcilerin vahşi saldırılarına maruz kalıyor.
Soykırım saldırıları nedeniyle her gün yüzlerce kardeşimiz, kadın-çocuk-yaşlı ayrımı yapılmadan hunharca katlediliyor. Gazze’deki direniş karşısında ecel terleri döken işgal rejimi, Refah kentine sığınan Gazzeli sivilleri Sina Yarımadası’na sürme planları yapıyor. Yeni bir Nekbe ve diaspora planı hesabında olan işgal rejimi, kendileri için teolojik öneme haiz Sina Yarımadası’nı işgal ederek arz-ı mev-ud hayali için önemli bir adım atmak istiyor. Gazze sınırları içerisinde geçerek Akdeniz’i Akabe Körfezine bağlayacak Ben Gurion Kanalı Projesini hayata geçirmeye çalışan işgal rejimi, mazlum Filistin halkını göçe zorlayacak adımlar atıyor. ABD’nin Gazze’de inşa ettiği ve yapımı geçtiğimiz günlerde tamamlanan limanın bu projeye hizmet ettiği aşikârdır. Emperyalist ABD öncülüğündeki şer ittifakının adım adım hayata geçirmeye çalıştığı şeytani planların hedefinde parçalanmış, zayıf düşürülmüş, anarşi ve kaosun hüküm sürdüğü bir Ümmet coğrafyası vardır. Bu nedenle İslam Ümmeti olarak uyanık olmak zorundayız. Dostumuzu ve düşmanımızı iyi tanımak ve buna göre tavır almak zorundayız. Başta Filistin olmak üzere özellikle Mısır ve tüm Ortadoğu ülkeleri için kaos ve işgal kapılarını aralayacak gelişmelerin önündeki en büyük engel HAMAS ve diğer direniş guruplarıdır. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısının Filistinlilere yönelik insanlık suçu işledikleri gerekçesiyle işgal rejimi başbakanı ve savunma bakanı hakkındaki tutuklama talebini olumlu görüyoruz.
Ancak aynı savcının HAMAS’ın Gazze sorumlusu Yahya Sinwar, Filistin direnişinin genel komutanı Muhammed Deyf ve HAMAS Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniye hakkındaki tutuklama talebini ise adaletsiz ve maksatlı bir girişim olarak görüyoruz ve reddediyoruz. Zalim ile birlikte mazlumu, haksız ile birlikte haklıyı da suçlu gören Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısının HAMAS liderleri hakkındaki tutuklama talebini kınıyoruz. Öte yandan işgal rejimi Uluslararası Ceza Mahkemesine taraf değilken Filistin bu statüye taraftır.
Dolayısıyla Uluslararası Ceza Mahkemesinden tutuklanma kararı çıktığı takdirde işgal rejimi başbakanı ve savunma bakanı için herhangi bir tutuklanma söz konusu olmazken HAMAS lideri İsmail Heniye’nin sözleşmeye taraf olan 123 ülkede tutuklanması gündeme gelecektir. Hal böyle iken Uluslararası Ceza Mahkemesinin algı operasyonlarını ve kılıfına uydurulmuş ayak oyunlarının farkında olduğumuzu belirtiyor ve Filistin direnişini yargılamanın kimsenin haddine olmadığını haykırıyoruz."