Ağrı'nın Efsanevi Hikayesi: İki Bacıdan İki Dağ Doğdu

Ağrı Dağı'nın bulunduğu yerde, eskiden bir ova varmış. Bu ovada yaşayan bir köylünün iki kızı varmış: biri büyük, diğeri küçük. Bir gün, odun toplamak için yola çıkmışlar. Ancak yolda yorulan küçük kız, ablasından yardım istemiş. Ne var ki, ablası hiç oralı olmamış ve küçük kızın sesini duymamış.

Bir Beddua ve İki Dağın Doğuşu

Küçük kızın sabrı taşınca, ablasına beddua etmiş: "Senin gibi ablam olacağına olmaz olsun. Dağ olasın, taş olasın, uzun uzun kış olasın, belimdeki ağrı adın, seller yağmurlar muradın olsun!" Ablası da aynı şekilde karşılık vermiş: "Senin gibi kardeşim olacağına taş olsun, saçların çayır, eteklerin bayır olsun. Başın dilin gibi sivri, yamacın boynun gibi eğri, adın da benim gibi Ağrı olsun!"

Efsane Gerçek Oldu: İki Yüce Dağ

Kardeşlerin bedduaları üzerine bir gürültü koptu ve bir toz bulutu ortaya çıktı. Ardından, ovada iki yüce dağ sivrildi: Küçük Ağrı ve Büyük Ağrı. İki geçimsiz kardeşin beddualarıyla, her biri birer dağa dönüştü.

Ağrı'nın eşsiz güzelliklerinden biri olan Ağrı Dağı'nın efsanevi hikayesi, bölgenin zengin kültürel dokusunu da yansıtıyor. İki Bacı Efsanesi, Ağrı'nın coğrafi yapısının yanı sıra, bölgenin insanlarının yaşam felsefesine de ışık tutuyor.