"Bitlis'te Beş Minare" türküsü, Anadolu'nun zengin müzik kültürünün en duygusal örneklerinden biri olduğunu ifade eden araştırmacılar, Bitlis yöresine ait olan bu türkünün her dizesinde derin bir özlem, sevda ve içsel acıyı barındırdığını söylediler.
Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan araştırmacılar, türkünün adında geçen "Beş Minare"nin Bitlis'in tarihi yapılarıyla ilişkilendirildiğini belirterek, “Bu minareler, sadece Bitlis'in mimari zenginliğini değil, aynı zamanda türkünün içerisinde yatan ayrılık ve hasret duygusunu da sembolize eder. Minarelerin yükseldiği bu şehir, türküde bir özlem ve geri çağrılış mekânı olarak sunulmuştur. "Bitlis'te beş minare, beri gel oğlan beri gel" sözleriyle sevdiğini geri çağıran kişi, bu tarihi yapıların gölgesinde yankılanan duygularını dile getirir” dediler.
Türkünün sözlerinde "Yüreğim dolu yare, sevdiğim benden kaçma" gibi ifadelerin sevdanın derin acısını ve karşılıksız aşkın verdiği yarayı gözler önüne serdiğine de değinen araştırmacılar, “Doksan dokuz yarası olduğunu belirten aşık, bu ağır yükü taşımakta zorlanırken, sevdiğini geri çağırmaktan vazgeçmez. Bu türkü, Anadolu insanının aşka ve sevdaya ne kadar derin bir bağlılık duyduğunun bir yansımasıdır. "Bitlis'te Beş Minare" türküsü, farklı dönemlerde farklı anlamlarla yüklenmiştir. Kimi zaman bir ağıt, kimi zaman ise bir aşk türküsü olarak dillendirilen bu eser, Bitlis’in kültürel mirasında önemli bir yer edinmiştir. Geçmişten günümüze kadar birçok sanatçı tarafından yorumlanan türkü, her seferinde dinleyicilere yeni bir hüzün dalgası getirmiştir. Bu durum, türkünün zamansız ve evrensel bir eser olduğunu kanıtlar niteliktedir” diye konuştular.