Bu dönem, elektronik sistemlerin ve bilgi iletişiminin henüz dijital formata dönüşmediği, mekanik ve elektriksel sistemlerin temel alındığı bir zaman dilimini kapsar. Analog teknoloji, sinyallerin sürekli ve dalga formunda iletilmesine dayanır.
İlk olarak 20. yüzyılın başlarında belirginleşen analog çağ, özellikle elektroniğin ve telekomünikasyonun evrimiyle şekillenmiştir. Bu dönemde, radyo, televizyon, telefon ve diğer iletişim araçları analog sinyal kullanarak çalışıyordu. Ses, görüntü ve veri, analog voltaj veya akım düzeylerinde temsil ediliyor ve iletiliyordu.
Analog çağın belirgin özelliklerinden biri, bilgi işleme süreçlerinin genellikle doğrudan elektriksel gerilim, akım veya mekanik hareketle gerçekleştirilmesiydi. Örneğin, analog saatlerde mekanik saat mekanizmaları kullanılırken, analog ses kayıt cihazlarında ses dalga formu doğrudan bir manyetik ortama kaydediliyordu.
Analog çağın sona ermesi, dijital teknolojilerin yükselişiyle gerçekleşti. Dijital teknolojiler, bilgiyi sayısal formatta temsil eden ve işleyen sistemlere dayanır. Bu geçiş, bilgi iletimi, depolama ve işleme açısından daha fazla esneklik, dayanıklılık ve veri bütünlüğü sağlamıştır. Analog çağın sonlanmasıyla birlikte dijital çağ, bilgi teknolojilerinde devrim niteliğinde değişikliklere yol açmıştır.