Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçi Özgür Aslan, Aziz Hovhannes Kilisesi, Zak’aria Kilisesi ve Kız Kalesi olarak da bilinen bu yapının tarihi ve mimari özellikleriyle dikkat çektiğini söyledi.
Tarihçi Aslan, “Rahibeler Manastırı'nın banisi ve inşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, mimari yapısı ve süslemeleri incelendiğinde, yapının 12-13. yüzyıllara tarihlendirildiği düşünülmektedir. Arpaçay ve Bostanlar Deresi’nin birleştiği sarp uçurumlarla çevrili bir burun üzerinde yer alan manastır, Ani’ye ulaşan kervan yolunun başlangıç noktasında inşa edilmiştir. Bu konum, yapının hem stratejik hem de dini açıdan önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir” dedi.
Yapının yakın çevresinde bulunan ve bu yapıyla bağlantılı görülen bir kitabede, Kraliçe Tamara döneminde Sipahsalar Zakaria tarafından bir manastır inşa ettirildiğinin kaydedildiğini belirten tarihçi Özgür Aslan, “Bu kitabe, manastırın Aziz Grigor Lusaroviç’e adandığını düşündürmektedir. Bu bilgi, manastırın tarihini aydınlatmaya yardımcı olan önemli bir ipucudur. Rahibeler Manastırı, zamanla doğal afetlerin etkisi altında kalmış bir yapıdır.
Güney yarısı 1960 yılında meydana gelen bir depremde yıkılmıştır. Ancak, yapının kuzey istikametindeki sarp kayalıklara doğru uzanan kervan yoluna bağlanan galerisi, kısmen de olsa günümüze ulaşabilmiştir. Üzeri kemer tonozlu olan bu galeri, mimari açıdan yapının en önemli bölümlerinden biridir” diye konuştu.
Manastırın dış cephe duvarlarının geometrik ve bitkisel motiflerle bezeli kabartmalarla süslendiğini de vurgulayan tarihçiler, “Tigran Honents Kilisesi’nde olduğu gibi, kemer yüzeylerinde bulunan süslemeler arasında kıvrık dallar arasında hayvan figürleri ve haç motifleri de dikkat çekmektedir.
Yapının zengin süslemeli mimari parçaları çevreye yayılmış durumda olup, ayrıca yazıtlı parçalar da mevcuttur. Bu detaylar, yapının sanatsal değerini ortaya koyan önemli unsurlardır. Rahibeler Manastırı, Ani Ören Yeri'nin sessiz tanıklarından biri olarak, ziyaretçilerine Ortaçağ Ermeni mimarisinin güzelliklerini sunmaktadır.
Sarp kayalıklar arasında yükselen bu yapı, hem tarihi hem de sanatsal açıdan büyük bir değere sahiptir. Zamanla doğal afetler ve insan etkisiyle zarar görmüş olsa da, Rahibeler Manastırı, hala geçmişin izlerini taşıyan ve geleceğe aktarılması gereken bir miras olarak varlığını sürdürmektedir” şeklinde konuştular.