Kars'ta yer alan Ani Ören Yeri, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve zengin kültürel mirasıyla dikkat çeken bir bölge olurken, bu antik kentin en önemli yapılarından biri olan İç Kale ise “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı” olarak tescillenerek günümüze kadar ulaştı.
Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan tarihçiler, İç Kale’nin MS 4. yüzyılın sonlarında Karsaklılar tarafından inşa edildiğini belirterek, “Küçük bir tepenin üzerinde yer alan kale, daire şeklinde surlarla çevrilidir. Bu surlar, kalenin korunmasını sağlayan önemli yapılar arasında yer alır. İç Kale’nin içerisinde, günümüzde hala görülebilen kilise ve saray kalıntıları bulunmaktadır.
Ancak kalede yer alan diğer yapılar, zamanla toprak altında kalmış ve görünmez hale gelmiştir. Kalenin inşasında kullanılan volkanik tüf taşı, Ani Ören Yeri’ndeki diğer yapılara öncülük eden bir mimari anlayışı temsil etmektedir” dediler.
İç Kale’nin kuzey kesiminde yer alan sarayın tarihi hakkında net bilgiler bulunmayan gizemli bir yapı olduğunu vurgulayan tarihçiler, “Sarayın banisi ve inşa tarihi bilinmemekle birlikte, Kamsaraganlar döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. Saray kompleksi, bugüne kadar az sayıda ulaşan saray yapılarının nasıl programlandığı ve içerdiği yapılar hakkında önemli ipuçları sunmaktadır” ifadelerini kullandılar.
Sarayın doğu-batı doğrultusunda uzanan bir koridorun iki tarafına yerleştirilen çok sayıda oda, üç tören salonu ve bir hamamdan oluştuğunu ifade eden tarihçiler, “Bu odaların bazılarının çift katlı olduğu tespit edilmiştir. Günümüzde harap durumda olan bu yapı, geçmişteki ihtişamını hala hissettirmektedir.
İç Kale Sarayı’nın doğu bölümünde yer alan kilise, Ani’nin en eski yapılarından biri olarak kabul edilir. Kilisenin güney duvarında vaktiyle yer alan bir yazıta göre, Absalon adlı bir kişi tarafından 622 yılında inşa ettirilmiştir. Bu özelliğiyle Ani’deki en eski kilise olma unvanını taşımaktadır” diye konuştular.
Kilisenin kuzey yanına birleştirilerek inşa edilen şapelin de iki katlı yapısıyla Ani’deki tek örnek olduğunu söyleyen tarihçiler, “Bu nadir mimari uygulama, Ani Ören Yeri’nin zengin kültürel ve dini mirasının bir parçasıdır. Şapel, hem mimari hem de dini açıdan önemli bir yapıdır ve bölgedeki diğer kiliselerden farklı olarak iki katlı olmasıyla dikkat çeker” şeklinde konuştular.