Ani'nin Sınırları Aşan Tarihi: İpek Yolu Köprüsü

Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçi Özgür Aslan, İpek Yolu Köprüsü’nün en dikkat çeken özelliklerinden birinin iki katlı olarak inşa edilmiş olması olduğunu belirterek, “Alt kat, büyük ihtimalle kervanların geçişi için kullanılırken, üst kat yaya ve askerlerin geçişine hizmet etmiştir. Bu mimari düzen, o dönemin askeri ve ticari önemini yansıtan işlevsel bir yapı sunar.

Kalıntılardan anlaşıldığı üzere, köprünün tek gözlü olduğu, giriş ve çıkış noktalarında ise kemerle dışa açılan, iki katlı kulevari mekânların yer aldığı düşünülmektedir. Bu kuleler, güvenlik ve kontrol amacıyla yapılmış olabilir” dedi.

Köprünün yakınında, nehir kıyısında bulunan bir diğer ilginç yapının da taş bir iskele olduğunu ifade eden tarihçi Özgür Aslan, “Bu iskelenin, salların yanaşmasını sağlamak amacıyla yapıldığı tahmin edilmektedir. Ticaret ve taşımacılık açısından oldukça işlevsel bir rol oynayan bu yapı, nehir üzerinden gerçekleştirilen ulaşım ve ticaretin bir parçası olmuştur” diye konuştu.

Düzgün kesme tüf taşlarla inşa edilen köprünün mimari açıdan dikkat çeken bir yapı olmasına rağmen, nehir üzerindeki kemer kısmının günümüze ulaşamadığını kaydeden Özgür Aslan, “Yıllar içerisinde büyük bir kısmı yıkılan köprüden geriye sadece iki yakada bulunan büyük boyutlu ayaklar ve patika izleri kalmıştır. Ancak bu kalıntılar bile, köprünün geçmişteki ihtişamını ve İpek Yolu üzerindeki stratejik önemini yansıtmaya yetmektedir” ifadelerini kullandı.

İpek Yolu Köprüsü’nün Ani’nin geçmişteki ticari ve askeri önemini gözler önüne seren bir yapı olduğunu söyleyen Özgür Aslan, “10. yüzyıldan kaldığı düşünülen bu köprü, Anadolu’nun giriş kapısı olarak ticaret yollarında önemli bir rol oynamıştır. Tarihi İpek Yolu'nun bir parçası olan köprü, hem doğu hem batı arasında köprü görevi görmüş, kültürel ve ticari etkileşimlere ev sahipliği yapmıştır.

Sonuç olarak, İpek Yolu Köprüsü, Kars’ın zengin tarihini ve Ani’nin önemli bir geçiş noktası olduğunu gösteren değerli bir kültürel mirastır. Her ne kadar büyük bölümü yıkılmış olsa da, günümüze ulaşan kalıntılarıyla ziyaretçilerine o dönemin ticaret yollarına dair izler sunmaya devam etmektedir” şeklinde konuştu.