Ertaş: "Artrit eklemlerde ağrı, kızarıklık, şişlik ve hareket kısıtlılığı ile kendini belli eder. Tek başına bir hastalık değildir. Kronik romatizmal hastalıkların bir bulgusu olacağı gibi grip, kovid ve enfeksiyonlar sonrasında gelişebilen ve geçici olabilen artritler var. Fakat romatizmal hastalıklarla ilişkili olan artritler, kronik artritlerdir. 1996'dan beri artrit konusunda farkındalığı artırmak adına 12 Ekim Dünya Artrit Günü ilan edilmiştir. Çünkü artritler uzun süre tedavi edilmediğinde ve geç kalındığında kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Farkındalığı artırarak, erken teşhis oranının yükseltilmesi ve kalıcı hasarın önlenmesi amaçlanıyor. Tabii bu süreçte sadece tıbbi sorunlar değil, hastaların psikolojik ya da sosyal anlamda da olumsuz etkilenmelerinin önlenmesi gerekiyor" dedi.
"Artrit nedeniyle bir öğrencinin okulundan uzak kalması ya da çalışanların iş gücünü kaybetmeleri istenmeyen sonuçlardan biri" diyen Şule Ketenci Ertaş, "Artrit veya romatizmal hastalıkların etki alanı sadece kas iskelet sistemi ile sınırlı değil. Damarları etkileyen vaskülitler ya da böbrek, cilt, tükürük bezlerini etkileyen sistemik lupus ve sjögren sendromu gibi romatizmal hastalıklar da vardır. Bu hastalıkların ilk başvuru şikayeti yine artrit olabilir. Gut hastalığında da hastalar bize artrit şikayeti ile gelebilir. Ağrı ve artrit en sık başvuru sebeplerinden biridir. Biz sebebini bulmaya çalışıyoruz. Tanıyı koymak için öykü alıyoruz, tahliller ve görüntüleme yöntemlerine başvuruyoruz. Tanıyı koyduktan sonrada uygun tedaviyi veriyoruz. Kalıcı hasar oluşmadan, sakatlığa sebep olmadan, hastanın yaşam kalitesini bozmadan tedavi etme şansımız olduğu için toplumun dikkatini artrite çekmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.