2017 yılı Eylül ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yaptığı açıklamada, bölgede ayrılıkçı bir Kürt devletini desteklediğini çok açık bir şekilde ilan ettiğini hatırlatan Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, "Son dönemde Kürdistan kılıflı "Küçük İsrail" projesini hayata geçirilme çabaları hız kazanmıştır. Bu Küçük İsrail projesi, hem ABD hem de Avrupa tarafından ciddi bir şekilde desteklenmektedir" dedi.
"Nihai ve asıl amaç Türkiye"
Eğilmez, sözde Kürdistan üzerinden ikinci bir terör devletine sahip olma hayalini kuran İsrail'in, son günlerde hem sahada hem diplomaside hem de dijital mecrada faaliyetlerini yoğunlaştırdığı ve hızlandırdığının görüldüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yahudi diasporasının etkili olduğu tüm ülkelerde yapılan propaganda çalışmalarıyla terör örgütü lehinde büyük bir kamuoyu oluşturuluyor. Küçük İsrail'in gerçekleşmesindeki en büyük engelin Türk Devleti olduğunu bilen şer odakları içeride ve dışarıdaki tüm silahlarını Türkiye'ye karşı doğrultmuş durumdalar. Örneğin önce terör örgütünün TUSAŞ'a karşı düzenlediği hain eylem, sonra da PKK elebaşı Duran Kalkan'ın "Savaşın asıl merkezi Türkiye olacak" şeklindeki hadsiz çıkışıyla bölgedeki asıl ve nihai hedefin ne olduğunu açıkça ortaya konulmuştur. Son olarak terör örgütü PKK'nın başka bir maskesi olan Partiya Kurdistani (PAKURD) tarafından, MOSSAD bağlantılı isimlerin katılımıyla "Yeni Orta Doğu için İsrail-Kürt İttifakı" adıyla dijital konferanslar gerçekleştirileceği ortaya çıktı. İsrail eliyle kurulan PAKURD'un başındaki terörist İbrahim Halil Baran yaptığı açıklamalarla iplerinin kimin elinde oluğunu ve neye hizmet ettiğini açıkça ortaya koymuştur. Baran karanlık çalışmalarını ve amaçlarını şu şekilde açıklamıştır:
'Hem Kürt hem de Yahudi toplulukları hayatta kalma tehditlerine karşı ortak farkındalık kazanmaktadır. Hamas ve İran ittifakının İsrail'e yönelik saldırıları ile Türkiye'nin Kürt halkına yönelik (sözde) saldırganlığı, dayanışma ihtiyacının aciliyetini ortaya koymaktadır. Orta Doğu'da muhtemel sınır değişiklikleri gündemdeyken, bir Kürt devletinin kurulması, İsrail'in güvenliğinin sağlanması için kritik bir önem taşımaktadır.'"
"Küçük İsrail için PKK-MOSSAD ittifakı"
Küçük İsrail'in hayata geçirme çalışmalarının bir ayağının organizasyonunu, İsrail tarafından Ofra Bengio, Yehuda Ben Yosef ve Jonathan Spyer adındaki ajanlar öncülük ettiğini, bu üç ismin de açıkça Türk düşmanı ve PKK destekçisi olduğunu anlatan Eğilmez, "Bunlardan Ofra Bengio; MOSSAD Enstitüsü olarak bilinen Tel Aviv Üniversitesi'ne bağlı Kürt Çalışmaları programının başkanlığını yürütüyor. Diğer bir isim Yehuda Ben Yosef; MOSSAD uzantısı İsrail Kürt-Yahudi Topluluğu başkanıdır. Jonathan Spyer ise terör örgütü ile çok sıkı ilişkileri olan Orta Doğu Forum araştırmacısıdır" dedi.
"Türkiye aleyhine çalışmaların Avrupa ayağı"
Çalışmaların diğer ayağı olan Avrupa kıtasının, tam olarak Türkiye aleyhine bir kaleye dönüştüğünü vurgulayan ASİMED Başkanı Eğilmez, "PKK terör örgütü, Avrupa'nın neredeyse tamamında büyük bir yapılanma ile temsil edilmekte ve Avrupalı devletler tarafından himaye edilmektedir. Bu bakımdan sadece Almanya'da PKK'ya ait 189 dernek ve kuruluş faaliyet göstermektedir. Bu terör örgütü Avrupa'nın tamamında, vakıf, dernek, TV kanalı, gazete, dergi adı altında 400'den fazla örgütsel şubede faaliyet göstermektedir. Bu yapılanmayla Avrupalı devletler adeta PKK'nın kasası durumunda olup, terör örgütünün tüm iaşe ve her türlü ihtiyacı Avrupalı devletlerce karşılanmaktadır. PKK, Avrupa'da sivil toplum kisvesi alında düzenlediği organizasyonlarla yılda yaklaşık 150 milyon euro gelir elde ediyor. Hülasa, millet olarak birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz zamanlardan geçiyoruz. İçimizdeki hainler bizimle aynı isimleri ve kimlikleri taşıyor, bizimle aynı şehirlerde bizden birileri gibi yaşıyorlar. Bazen vekil olup mecliste, bazen başkan olup belediyede milletimiz ve devletimizin aleyhine çalışıyorlar. Ülkemizin geleceği için her zamankinden daha dikkatli olmalıyız. Ateş çemberinin ortasında olan ülkemizin ve milletimizin bekası için tüm siyasi ve mezhepsel ayrılıklarımızı bir kenara bırakarak bir ve güçlü olmak zorundayız. Aksi takdirde çok ağır bedeller ödemek zorunda kalırız" ifadelerine yer verdi.