Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Suriye'de Esed rejiminin sözde halk meclisi tarafından yapılan Hatay açıklamasına sert tepki göstererek, "Bu tür açıklamaların sarhoş narası, koma halindeki birinin sayıklamasından farkı yok. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok ancak bizim toprağımızda gözü olanların da gözlerinin ne hale geldiğini tarihi okuyanlar görür" dedi.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberindeki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile geldiği Hatay'daki inceleme ve denetlemelerine devam ediyor.
Sınır hattı ve sınır ötesinde görevli birliklerin komutanlarıyla video konferans yoluyla gerçekleştirdiği toplantıda sahadaki son duruma ilişkin bilgi alan Bakan Akar'a birlik komutanları, "Komandolarımızın moral ve motivasyonu en yüksek düzeydedir. Verilecek her türlü göreve hazırız" dedi. Talimatlar veren Bakan Akar da Türk Silahlı Kuvvetlerinin Cumhuriyet tarihinin en yoğun dönemini yaşadığını belirtti.
Irak'ın kuzeyi ve Suriye'nin kuzeyinde terörle mücadelenin artan bir şiddet ve tempoda, taarruzi bir anlayışla devam ettiğini aktaran Akar, "Yeni terörle mücadele konsepti kapsamında terörist neredeyse hedefimiz orası. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar faaliyetlerimiz devam edecek. Biz bütün komşularımızın hudutlarına saygılıyız. Bizim yaptığımız şey hudutlarımızın ve halkımızın güvenliğidir "dedi.
Diğer savunma ve güvenlik konularına da değinen Bakan Akar, sözlerinin sonunda Suriye'de Beşşar Esed rejiminin sözde halk meclisinin Türkiye'nin bütünlüğünü hedef alan açıklamalarına ilişkin, şunları kaydetti:
"Hatay ilimizle alakalı pervasız, anlamsız bir takım açıklamalar duyuyoruz. Kendini bilmezlerin yaptığı bir takım açıklamalar var. Bu tür açıklamaların sarhoş narası, koma halindeki birinin sayıklamasından farkı yok, bunun hiçbir değeri, kıymetiharbiyesi yok. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Ancak bizim toprağımızda gözü olanların da gözlerinin ne hale geldiğini tarihi okuyanlar görür."
(Oğuzhan Halil Özbek - Sadettin Aliusta /İHA)
Kaynak: İHA