Üç peri bir masalda,
Bulşehri turlamışlar.
Palavralarla meşhur,
Kınalı'ya varmışlar.
Dili boyundan büyük,
Beyni nokta kadarmış,
Dışı cümle ülkeyi,
İçi şehri yakarmış.
Piriymiş dönenlerin,
Ve postu hep güneşte...
Anlamışlar periler,
Gariplik var bu işte.
Bırakıp Kınalı'yı,
Kelkibir'e varmışlar.
Çenesi su aygırı,
Gövde pire, bakmışlar.
Sıradan bir kul iken,
Torpille makam bulmuş.
Nasıl bir öpmek ise,
Anında etkin olmuş.
İşi gücü hayvanmış,
Kin gidermiş insana.
Kelek bir karpuz gibi,
Ezik kalmış zamana.
Periler çok üzülmüş,
Bulşehri'n bu haline.
Sonra kalkıp gitmişler,
O Mesajgüzelin'e.
Mesajlara bakmışlar,
Bir de dönüp gerçeğe...
Kuklayı adam eden,
Düz gitmişler feleğe!
Bulşehri'nde taziye,
Düğünü Başşehri'nde.
Arınmazmış yıkansa,
Yüce Muri nehrinde.
Şeytana parmak atar,
Pulun parmağındaymış.
Yalanın göbeğinde,
Hakkın ırağındaymış.
Periler üzgün, yorgun
Gitmişler Rotasız'a.
Kumdan kuleler inşa,
Eden o hayırsıza...
Bakmışlar, Kınalı'ya
Binek olmuş pul için.
Halbuki baş o imiş,
Bulşehri imar için.
'Baybunalım' demişler,
Rotasız'ın mahlası...
Helal haramı karmış,
Yitirmiş din, ihlası.
Kesmişler umudunu,
Bulşehri'nden üç peri:
'Kaymak buysa.. süt bozuk,'
Deyip dönmüşler geri.
2022
(Bu hikaye hayal ürünüdür.)