Koronavirüs salgınının devam ettiği şu dönemlerde ritim bozukluğuna sahip hastaların süreçle baş etmesinin kolay olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Ömer Uz, "Ritim bozukluğuna sahip olmanın koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma şansını artırmaz. Bununla birlikte genel önlemlere uymak kaçınılmazdır" dedi.
Medicana International İstanbul Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ömer Uz, çarpıntı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Koronavirüs salgını yeni mutasyonlarla hayatımızı kısıtlamaya devam ettiği şu dönemlerde özellikle ritim bozukluğuna sahip hastaların bu süreçle baş etmesi kolay olmadığını söyleyen Doç. Dr. Ömer Uz, "Öncelikle şunu bilmekte fayda var. Ritim bozukluğuna sahip olmanın koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma şansını artırmaz. Bununla birlikte genel önlemlere uymak kaçınılmazdır" dedi.
"TUZ VE ÇAY RİTİM BOZUKLUĞUNU ARTTIRIYOR"
Ritim bozukluğu hastalarının genellikle 60 yaş üstü olmasının, kısıtlamalardan en fazla nasibini alan grup olarak ön plana çıktığını belirten Doç. Dr. Uz, "Bu süreçte bu hastaların evde izolasyonu endişe, umutsuzluk, yalnızlık gibi duyguların artması nedeniyle uyku ve yeme alışkanlıklarında belirgin değişiklik göstermektedir. Özellikle tuz alımı artması nedeniyle tansiyon düzensizliği sık görülmektedir. Ayrıca aşırı kafein ve çay tüketimi nedeniyle ritim bozukluklarının arttığı izlenmektedir. Sağlık kuruluşlarına başvurma konusunda oluşan tereddütler bu problemlerin daha da artmasına neden olmaktadır. 2020 yılında Hollanda da yapılan bir araştırmada daha önceki yıllara oranla kalp hastalıklarına bağlı ölüm oranında belirgin artış olduğu saptanmıştır. Sağlık kuruluşlarına başvurmanın riskli olduğu ve şikayetlerin belirli bir müddet sonra düzelir kanısı bu durumun oluştuğu sonucuna varmışlardır" ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Uz, sözlerine şöyle devam etti: "Ritim bozukluğu hastalarının göğüs ağrısı, nefes darlığında artış, çarpıntı ve bayılma gibi şikayetleri oluşması durumunda sağlık kuruluşlarına başvurmada tereddüt etmemesi gerekmektedir. Bunun yanında tansiyon yüksekliği sık baş ağrısına neden olmaktadır. Hastalarımızın baş ağrısını gidermek için aldığı bilinçsiz ağrı kesiciler tansiyonu daha da artırmakta ve istenmeyen beyin damar hastalığı ile hastanelere başvurmaktadır. Kalp yetmezliği ve kalp pili bulunan hastaların düzenli kontrollerini yaptırması kalp yetmezliği nedeniyle hastane başvuru ve yatışını azalttığını göstermiştir. Daha önce kalp yetmezliği tanısı ile kalp rehabilitasyonu uygulanan hastaların doktorları ile irtibata geçerek ev içi egzersiz programını alarak uygulaması hayati öneme sahiptir".
Pandemi sürecini daha sağlıklı atlatmak için neler yapılabileceği konusuna da değinen Doç. Dr. Uz, "Öncelikle bilgi aldığımız kaynak güvenilir olmalıdır. Konu ile ilgili bilgi edinme konusunda bazı sosyal medya organları işleri daha da karmaşık hale getirebilmektedir. İkincisi bu sosyal izolasyonun bir gün biteceğini aklınızdan çıkarmamanız gerekmektedir. Vücudunuzun oluşturduğu dengenin bozulmaması için düzenli uyku vazgeçilmezdir. Kafein, şeker ve tuz alımı kısıtlamasına önem verilmesi gerekmektedir. Ev içinde aktif ve hareketli olunması kalp ve ruh sağlığına iyi gelecektir" açıklamalarında bulundu.
Koronavirüs salgınının devam ettiği şu dönemlerde ritim bozukluğuna sahip hastaların süreçle baş etmesinin kolay olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Ömer Uz, "Ritim bozukluğuna sahip olmanın koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma şansını artırmaz. Bununla birlikte genel önlemlere uymak kaçınılmazdır" dedi.
Medicana International İstanbul Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ömer Uz, çarpıntı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Koronavirüs salgını yeni mutasyonlarla hayatımızı kısıtlamaya devam ettiği şu dönemlerde özellikle ritim bozukluğuna sahip hastaların bu süreçle baş etmesi kolay olmadığını söyleyen Doç. Dr. Ömer Uz, "Öncelikle şunu bilmekte fayda var. Ritim bozukluğuna sahip olmanın koronavirüs enfeksiyonuna yakalanma şansını artırmaz. Bununla birlikte genel önlemlere uymak kaçınılmazdır" dedi.
"TUZ VE ÇAY RİTİM BOZUKLUĞUNU ARTTIRIYOR"
Ritim bozukluğu hastalarının genellikle 60 yaş üstü olmasının, kısıtlamalardan en fazla nasibini alan grup olarak ön plana çıktığını belirten Doç. Dr. Uz, "Bu süreçte bu hastaların evde izolasyonu endişe, umutsuzluk, yalnızlık gibi duyguların artması nedeniyle uyku ve yeme alışkanlıklarında belirgin değişiklik göstermektedir. Özellikle tuz alımı artması nedeniyle tansiyon düzensizliği sık görülmektedir. Ayrıca aşırı kafein ve çay tüketimi nedeniyle ritim bozukluklarının arttığı izlenmektedir. Sağlık kuruluşlarına başvurma konusunda oluşan tereddütler bu problemlerin daha da artmasına neden olmaktadır. 2020 yılında Hollanda da yapılan bir araştırmada daha önceki yıllara oranla kalp hastalıklarına bağlı ölüm oranında belirgin artış olduğu saptanmıştır. Sağlık kuruluşlarına başvurmanın riskli olduğu ve şikayetlerin belirli bir müddet sonra düzelir kanısı bu durumun oluştuğu sonucuna varmışlardır" ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Uz, sözlerine şöyle devam etti: "Ritim bozukluğu hastalarının göğüs ağrısı, nefes darlığında artış, çarpıntı ve bayılma gibi şikayetleri oluşması durumunda sağlık kuruluşlarına başvurmada tereddüt etmemesi gerekmektedir. Bunun yanında tansiyon yüksekliği sık baş ağrısına neden olmaktadır. Hastalarımızın baş ağrısını gidermek için aldığı bilinçsiz ağrı kesiciler tansiyonu daha da artırmakta ve istenmeyen beyin damar hastalığı ile hastanelere başvurmaktadır. Kalp yetmezliği ve kalp pili bulunan hastaların düzenli kontrollerini yaptırması kalp yetmezliği nedeniyle hastane başvuru ve yatışını azalttığını göstermiştir. Daha önce kalp yetmezliği tanısı ile kalp rehabilitasyonu uygulanan hastaların doktorları ile irtibata geçerek ev içi egzersiz programını alarak uygulaması hayati öneme sahiptir".
Pandemi sürecini daha sağlıklı atlatmak için neler yapılabileceği konusuna da değinen Doç. Dr. Uz, "Öncelikle bilgi aldığımız kaynak güvenilir olmalıdır. Konu ile ilgili bilgi edinme konusunda bazı sosyal medya organları işleri daha da karmaşık hale getirebilmektedir. İkincisi bu sosyal izolasyonun bir gün biteceğini aklınızdan çıkarmamanız gerekmektedir. Vücudunuzun oluşturduğu dengenin bozulmaması için düzenli uyku vazgeçilmezdir. Kafein, şeker ve tuz alımı kısıtlamasına önem verilmesi gerekmektedir. Ev içinde aktif ve hareketli olunması kalp ve ruh sağlığına iyi gelecektir" açıklamalarında bulundu.
Kaynak: İHA