Kuruldan yapılan yazılı açıklamada, hububat hasadından sonra toprak işlemede kolaylık sağlamak, hastalık ve zararlılarla mücadele etmek, yabancı ot kontrolü ve hasat sonrası artıkların yok edilmesi, ikinci ürün ekimi için hazırlık yapmak gibi gerekçelerle uyarılara rağmen ilde halen anız yakılmasına devam edildiği belirtildi.
Anız yakma sonucu çıkan yangınların her yıl can kaybına ve milyarlarca liralık maddi zarara neden olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"İlimiz gibi hava sıcaklığının yüksek olduğu yerlerde yakılan her ateşin kontrol dışına çıkma riski yüksek. Yangın, etraftaki yanıcı maddelerin ısıya maruz kalarak tutuşması sonucu hızlı yayılıyor. Anız yakılması sırasında toprak yüzeyi 50 ile 750 derece arasında ısınmakta ve bu ısıyla toprak üstünde ve altında yaşayan canlılar yanmakta, havaya salınan karbonmonoksit ve diğer zararlı gazlar hava kirliliğini artırmakta, ekosistem tahrip olmakta, topraktaki organik madde miktarı azalmakta ve mikrobiyolojik aktivite gerilemektedir. Özellikle topraktaki karbon ve azot dengesi yok olmakta, toprağın su tutma kapasitesi azalmakta ve tarlalar verimsizleşmektedir. Bu tarlaların verimliliğini artırmak için daha yüksek maliyetli verim artırıcı girdiler/gübre daha fazla kullanılmaktadır. Yapılan araştırmalarda, anız yakılması ile topraktaki küçük canlıların, mikro organizmaların yüzde 70'inin zarar gördüğü bunun da verimi düşürdüğü tespit edilmiştir. Tarımsal üretim sonucunda biçilmiş olan tahılların toprakta kalan kök ve sap artıklarının parçalanarak toprağa karıştırılmasının toprağı organik madde bakımında zenginleştirdiği ortaya konulmuştur. Bu sebeple modern tarım tekniğinde anızı parçalamak ve toprağa karıştırmak en iyi yöntemdir."
Açıklamada, anız yakılmasının toprağın verimliliğini düşürdüğü ve üretim maliyetini artırdığının bilimsel olarak tespit edildiği belirtildi.
Yasak olmasına rağmen halen devam eden anız yakmanın civardaki yerleşim yerlerine, biçilmemiş ürünlere ve özellikle ormanlara, koruluk ve ağaçlık bölgelere telafisi mümkün olmayan zararlar verdiğine işaret edilen açıklamada, "Tedbir olarak; hububat hasadı sırasında biçim mümkün olduğu kadar alçaktan yaptırılmalı, hasat yapıldıktan sonra kalan anız ya parçalanarak toprağa karıştırılmalı veya balya haline getirilerek hayvan yemi ve ahırlarda altlık olarak kullanılmalıdır. Özelikle sap ve samanlar sanayide kağıt ve karton yapımında kullanılabildiği için bu sanayinin gelişmesi teşvik edilmelidir." ifadeleri kullanıldı.
Bölgede hububat hasadı sürecinde çiftçilerin yanı sıra ilgili kurum ve kuruluşların da gerekli duyarlılığı göstermesi ve bu konuda tedbir alması gerektiği belirtilen açıklamada, şu önerilerde bulunuldu:
"İlimizde çok eski yıllarda yapılan ve halen kullanımda olan elektrik enerjisi iletim hatları/sistemleri otların kurumasıyla büyük risk oluşturmakta ve yangına sebebiyet vermektedir. Elektrik hatlarından kaynaklanan ve zarar ziyana neden olan yangınlarla sık sık karşılaşılmaktadır. İlimizde elektrik dağıtımı yapan Dicle Elektrik'in, ilgili kurumların yaptığı inceleme sonucu hazırladıkları raporları ve gelen ihbarları dikkate alarak, enerji hatlarında hızlı bir şekilde onarım yapması, altyapıyı ve trafoları yenilemesi bu riski önemli ölçüde bertaraf edecektir. İlgili kurumların çiftçilere ve topluma yönelik bilgilendirme çalışmaları yapması ve yasal uyarılara uymayanlar konusunda yetkili makamlarca tedbir alınması önem arz etmektedir. Çıkabilecek yangınlar konusunda da ilimizde mobil müdahale ekipleri ve altyapı donanımı oluşturulmalıdır. Mali kayıpların yanı sıra büyük felaketlere sebep olan yangınların önlenmesi ve çıkan yangınlara zamanında müdahale edilmesi için ilgili kurum ve kuruluşlarla çiftçilerimizi ve halkımızı duyarlı olmaya çağırıyoruz."