Dr. Mustafa Salih Akın, mide kanamalarına karşı uyarıda bulundu. Dr. Akın, kanama gibi ülser komplikasyonlarının, doğal afet veya toplumsal felaket dönemlerinde daha yaygın hale geldiğini söyledi.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Salih Akın, mide kanamasının en sık ülsere veya strese bağlı meydana geldiğini bildirdi. Akın, yaptığı açıklamada, mide kanaması yerine sindirim sistemi kanamaları demenin daha doğru olduğuna dikkati çekti. Üst ve alt sindirim sistemi kanamaları olarak 2 çeşit bulunduğunu belirten Dr. Akın, "Üst sindirim sistemi kanamaları; yemek borusu, mide ve oniki parmak bağırsağı kökenlidir. Alt sindirim sistemi kanaması ise ince bağırsağın geri kalan kısmı ve kalın bağırsak kökenlidir" dedi.
TÜMÖRLER DE KANAMA YAPABİLİR
Dr. Akın, kanamaların en sık sebebinin ülserlere bağlı olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Bu ülserler, mide veya oniki parmak bağırsağında gelişen yaralardır. Ülserler dışında; midede ve reflüye bağlı yemek borusunda oluşan erozyonlar, yemek borusundaki varisler, yemek borusu ve mide tümörleri de üst sindirim sistemi kanamalarına neden olabilir. Alt sindirim sistemi kanamalarına ise hemoroidler, kalın bağırsağın iltihaplı hastalıkları, divertikülleri, kalın bağırsak polipleri ve kanserleri neden olabilir".
HIZLI NABIZ VE BİLİNÇ KAYBINA DİKKAT
Kanamaların belirtilerine değinen Dr. Akın "Mide veya üst sindirim sistemi kanamalarında; kahve telvesi şeklinde kusma, katran gibi koyu, pis kokulu ve yapışkan dışkılama olabilir. Alt sindirim sistemi kanamalarında ise kan genellikle çilek jölesi veya parlak kırmızı renktedir. Diğer belirtiler arasında; solukluk, halsizlik, terleme, baş dönmesi, nefes darlığı ve bayılma sayılabilir. Kan basıncında düşme, nabızda hızlanma, idrar miktarında azalma ve bilinç kaybı ciddi kanamaların belirtileridir" bilgisini verdi.
"ASPİRİN VE KAFEİNDEN UZAK DURUN"
Dr. Akın, ülser riskini artıran nedenleri ise şöyle sıraladı: "Helikobakter Pilori adı verilen bakteriye bağlı enfeksiyonlar ülserlerin en sık sebebidir. Bunun yanında aspirin ve non-steroidal antienflamatuar ilaçların uzun süre kullanımı da ülserlere ve kanamaya yol açabilir. Sigara ve alkol gibi faktörler de ülser riskini artırabilir. Hem kafeinli hem de kafeinsiz kahve asit üretimini çoğaltabilir. Asitli, baharatlı, acılı yiyecekler reflü gibi rahatsızlıkların belirtilerini alevlendirse de, ülserlere neden olduğuna veya kanamaya yol açtığına dair inandırıcı veri yok. Ancak bazı hastalarda bu tür yiyecekleri yedikten sonra ülser belirtileri kötüleşebiliyor. Stres, uykusuzluk mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Ayrıca, her iki problem grubunda anksiyete, depresyon veya diğer duygusal bozukluklar daha sık görülebiliyor".
Dr. Mustafa Salih Akın, kanama gibi ülser komplikasyonlarının, doğal afet veya toplumsal felaket dönemlerinde daha yaygın hale geldiği çalışmalarla gösterildiğini kaydetti.
"HASTAYI AYAĞA KALDIRMAYIN"
Mide kanaması meydana geldiğinde hastanın sırt üstü yere yatırılması gerektiğini belirten Dr. Akın, "Hasta ayağa kaldırılmamalı, bilincinin yerinde olup olmadığı kontrol edilmeli. Mümkünse, hastanın bacakları kalp seviyesinin üzerine kaldırılmalı. Hasta bir battaniye ya da sıcak tutacak bir şeyle örtülmeli. Hastaya ağızdan yiyecek veya içecek hiçbir şey verilmemeli. Kan basıncında düşme, nabızda hızlanma ve bilinç kaybı ciddi kanamaların belirtileridir. Eğer mümkünse tansiyonu ve nabzı ölçülmeli, nefes alması sık sık kontrol edilmeli. Hasta bilinçsizse veya kusuyorsa aspirasyonu önlemek için yan tarafına çevrilmeli. Hasta en kısa zamanda hastane acil servisine ulaştırılmalı. İlk yardım, herhangi bir iç kanamayı tedavi edemez. Acil tıbbi yardım hayati öneme sahip" değerlendirmesinde bulundu.
"YULAF, KIRMIZI ET VE FASULYE TÜKETİN"
Dr. Mustafa Salih Akın, mide kanaması sonrası beslenmenin önemine değinerek sözlerini şöyle tamamladı: "Tedavi sonrası hasta, doktorun takibi doğrultusunda sıvı, yumuşak (püre) ve katı gıdalara basamaklı olarak geçirilir. Her ne kadar diyet kısıtlamaları ülserler için yaygın olarak kullanılsa da, diyetin peptik ülser hastalığına neden olduğuna veya ülser iyileşmesini hızlandırdığına dair yeterli kanıt yok. Hastalara mide asidi salgılamasını uyardıkları için kahve, sigara, alkol, ağır/yağlı gıdalar ve çikolatadan uzak durmaları söylenebilir. Yüksek lifli diyet; bezelye, fasulye, mercimek, yulaf, patates, havuç, elma gibi bazı meyve ve sebzeler ülser riskini azaltabilir. Kanama demir kaybına neden olabilir. Bu nedenle demirden zengin yiyecekler yemek oldukça önemli. Örneğin kırmızı et, yumurta, fasulye, kuru üzüm, tam tahıllı ekmekler ve yeşil yapraklı sebzeler tüketilebilir. Aspirin ya da nonsteroid anti-inflamatuar ilaçların kullanımının azaltılması ya da alınması zorunlu ise ülser iyileştikten sonra bile mide koruyucu ilaçlar ile birlikte alınması önerilir".
Kaynak: İHA