Kocaeli'nin Başiskele ilçesinde sert kayalıklar ile dikenli yollarla geçilebilen bir bölgede bulunan, geçmişte Doğu Roma İmparatorluğu'na başkentlik yapan 3 bin yıllık manastır kalıntıları, yeniden ortaya çıkarılarak turizme kazandırılmayı bekliyor.
Kocaeli'nin Gölcük ilçesi Aşağı Ulaşlı Mahallesi sınırlarında yer alan ve 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilen arazi, halk arasında "manastır tepe" olarak biliniyor. M.S. 1. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen Doğu Roma kültür mirası olan tarihi alan, gün yüzüne çıkarılmayı bekliyor. Asırlardır tarihin izlerini taşıyan manastır içerisinde ise büyük sur duvarı, tek katlı büyük çatısız yapı, iki adet büyük yer altı mahzen girişi, piramit şeklinde dev kayalar, devrilmiş haç işlemeli sütunlar ve yapı kalıntıları bulunuyor. Manastır tepenin, mübadele dönemlerinde de (1923) Rumlar tarafından aktif olarak kullanıldığı, daha sonra Rum köyünün Yunanistan'a göç ettirilmesinin ardından boşaltıldığı biliniyor. Birden fazla dönemi içinde barındıran Doğu Roma mirası tepede, rölöve, restitüsyon ve restorasyon çalışmalarının yapılabilmesi için kurumlar arası temaslar sürüyor.
Ulaşım: engebeli arazi, yabani otlar ve dikenli çalıların arasından geçmek
Denize hakim konumda bulunan tepenin ulaşımı ise zorlu yollardan yapılıyor. Tarihi yapıyı ulaşmak için engebeli arazilerden, sert kayalardan, yabani otlar ve dikenli çalıların arasından geçmek gerekiyor. Doğanın içinde saklanan kültür mirası, yüzyıllardır dikenlerin arasından çıkarılmayı bekliyor. Vatandaşlar ise tarihi manastır tepesinin restore edilerek, turizme kazandırılmasını talep ediyor.
"Kurtuluş savaşına kadar burada yaşam vardı"
Manastır tepenin, asırlardır yerleşim yeri olarak kullanıldığını söyleyen vatandaş Fikri Gümüşgöz (59), "Gördüğümüz kadarıyla burada Roma kalesi var. Bulunduğumuz alanın, krallığın giriş karakolu görevini üstlendiğini düşünebiliriz. Kurtuluş savaşına kadar burada yaşam vardı. Savaş dönemlerinde bölgemizde yaşayan dedelerimiz savaşa gidince, burası da boş kaldı. Hatta manastır tepe bölgesinde yaşayan Rumların, Türklerin Yunanlara karşı yenilecekleri zannederek, bölgede yaşayan vatandaşlara eziyet ettikleri iddia ediliyor. Savaşı Türkler kazanınca da Rumlar da burayı terk etmişler" dedi.
"Restore edilmesini bekliyoruz"
Manastır tepenin hemen aşağısında da Roma lahdi olduğuna değinen Gümüşgöz, şöyle konuştu:
"Onun gibi birkaç lahit daha vardı, onlar müzeye götürüldü. Toprak altında kalan lahitlerin olduğunu düşünüyorum. Manastır tepenin içerisinde su sarnıcı var, kalemiz var. Bir kısım yerleri yıkık. Tiyatro olduğunu biliniyor. Şu anda her şey ağaçlık içinde. Açıldığı zaman çok şey çıkacağını tahmin ediyoruz. Biz 40 yıl önce bu alanda daha rahat geziyorduk, o zamanlar çok yapı vardı. Zaman içerisinde harap olmuş. İncelenip, tarihi bilgilerinin netleşmesini istedik. Bir buçuk metre kalınlığında duvarları olan yapı var zaten. Sur duvarları var. Onların da kayda değer olduğunu görüyoruz. Alanın restore edilmesi ve bakım yapılması için karar çıkardılar, bekliyoruz. 3 bin yıllık bir yapı bu. Ayakta durduğuna göre demek ki bir değeri var. Bugün yapılan yapılar 60 yıl dayanıyor ama bu 3 bin yıldır ayakta."
"39 yıl önce geldiğim yeri şimdi zor buldum"
Mensur Keskin (61) ise manastır tepe içinde kilisenin de bulunduğunu belirterek, "Aynı zamanda su sarnıçları, dinlenme alanları vs. gibi alanlar da var. Yaklaşık 300 metre boyunda kaleler var. Sanırım alanın kaymaması için kaleler yapılmış ve bu şekilde emniyete alınmış. Kurtuluş savaşına kadar burada Rumlar emniyet içinde yaşamışlar. Tarih tarihtir. Sonuçta burası şu an bizim elimize geçmiş. Biz yetkililerimizden yolların açılmasını istiyoruz, burayı keşfetsinler. Bizde yardımcı oluruz. Yolları açsınlar ve tarihi meydana çıkarsınlar. Buralar ziyaret edilsin. Burası güzel bir tepe, manzaralı tepe. Ben buraya en son 1982'de gelmiştim. O zaman buralar temizdi, ben şaşırdım. Zor bulduk burayı, bakım istiyor" diye konuştu.
(Huriye Ferah Vanlı - Cihan Atik-İHA)
Kaynak: İHA