Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Ofisi program yöneticisi Prof. Dr. Toker Ergüder, "Korona virüsten korunmak için maske takmak tek başına yeterli olmayacaktır, el yıkama gibi diğer önlemlerin de uygulanması gerekir. Maskeler virüslerin bulaşmasını önlemiyor, kişileri korumuyor ama kişilerin hastalığı yaymasını önlüyor. Maske takılmasını önermiyoruz" dedi.
Dünya Sağlık Örgütleri Türkiye Ofisi program yöneticisi Prof. Dr. Toker Ergüder korona virüsü ile ilgili açıklama yaptı.
"Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) uluslararası sağlık tüzüğü gereğince bu vakaların ilki zatürre olarak çıktı" diyen Ergüder, "Aralık ayında Çin'deki durum ortaya çıkınca aralık ayından itibaren durumu çok yakından takip etmeye başladı. Özellikle Çin sağlık bakanlığıyla çok yakın çalışmaya başladık. Durumu takip ediyoruz ve uluslararası sağlık tüzüğüne göre de DSÖ acil durumlar değerlendirme komitesi var bu bilimsel bir komite. Bilim insanlarından oluşuyor. 2019'un Aralık ayından beri bu durumu çok yakından takip ediyorlar. Bunlar bu durumla ilgili şimdiye kadar 2 tane toplantı yaptılar. İlk toplantıda Çin'den gelen vakaları değerlendirip özellikle Çin'le ilgili ulusal kamu sağlığı acil durum ilan ettiler ama daha sonra 30 Ocakta yani bir kaç gün önce, vakaların 20 den fazla ülkeye yayılması ve Çin dışında da vakaların görülme sebebiyle durumu değiştirmekten uluslararası kamu sağlığı acil durum olarak değiştirdiler" şeklinde konuştu.
Cenevre'de yapılan toplantıya ilişkin konuşan Ergüder, "Bu toplantının sonucunda Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Tedros bir açıklama yaptı. Bu açıklamasında 3 tane önemli husus vardı. Bir tanesi yaptığı iş birliği, şeffaflık ve açıklıktan dolayı Çin hükümeti ve Çin Sağlık Bakanlığına teşekkür edildi. Hakikaten de verileri zamanında paylaşıp durumu zamanında açıkladılar. İkinci önemli husus, tüm dünya ülkelerine bu enfeksiyon kontrolleriyle ilgili gerekli hazırlıkları yapmalarını ve bununla ilgili laboratuvar kapasitelerini, sağlıklı insan güçlerini, ilaç stoklarını yeniden bir değerlendirip bununla ilgili önlemleri almaya başlamalarını istedi. Bizce en önemlisi üçüncü husus şuydu; DSÖ özellikle sağlık sistemleri zayıf olan ülkeler için diğer zengin ve gelişmiş ülkelerden yardım çağrısında bulundu. Eğer ülkelerin sağlık sistemleri zayıf, yeterli laboratuvar kapasiteleri, sağlıklı insan gücü, ilaç stokları yoksa eğer bu salgının ülkeye yayılması durumunda bu ülkelerdeki yıkım ve ölümler daha fazla olduğu için, özellikle gelişmiş ülkelerden bu ülkelere yardım için hazırlık yapmalarını istedik" dedi.
Korona virüs salgınının insanlardan çok hükümetlerin gündeminde olan bir konu olduğunu kaydeden Ergüder, sözlerine şöyle devam etti:
"Özellikle bu uluslararası sağlık tüzüğünün 44. Maddesi gereğince Dünya Sağlık Örgütü zengin ve gelişmiş ülkelerin fakir ülkelere yardıma hazır olmalarını ve daha çok iş birliği veri paylaşımı bununla ilgili bilimsel çalışmaları daha fazla arttırmalarını istedi ve yine basın açıklamasında DSÖ uluslararası seyahat ve ticaret yasağı getirmedi ancak yine uluslararası sağlık tüzüğünün 43. Maddesine göre ülkeler kendi ulusal kararlarıyla böyle bir karar alacaklarsa, bunu en geç 48 saat içerisinde Dünya Sağlık Örgütü'ne bildirmek durumundalar. Şuanda durum bu DSÖ Türkiye hükümeti sağlık bakanlığı da çoklu durumu yakından takip ediyor. Zaten sayın sağlık bakanımızda belirli periyotlarla gerekli açıklamaları yapıyor ve durumu paylaşıyor."
"YENİ KORONA VİRÜSÜNE KARŞI ALINACAK TEDBİRLER"
Korona virüsü ve bu virüsten korunma yollarını anlatan Ergüder, "Korona virüsü Aralık 2019'da ortaya çıkan şimdiye kadar bilinmeyen bir virüs, o yüzden de adı yeni korona virüsü. O yüzden şuan buna yönelik aşı ve bildiğimiz bir ilaç yok. Bu yüzden de DSÖ mümkün olduğu kadar kişilerin yanlış bilgilendirmeden yanlış enformasyondan kaçınmalarını istiyor. Bu konuda özellikle ulusal hükümetlerin sağlık bakanlıklarının bilimsel komitelerinin yaptığı açıklamalarını çok yakından takip etmelerini ve ülke bilimsel komitelerinin verdiği kararlara uymalarını istiyor. Çok basit olarak DSÖ önerdiği 3-4 tane tedbir var ama bunlar genel olarak diğer gribal enfeksiyonlara viral enfeksiyonlara yönelik tedbirler. Bunların en basında ellerin sık sık sabunlu suyla yıkanması var. Bu hastalıklar damlacık yoluyla bulaştıkları için öksürüp hapşırırken mümkünse ağız ve burnun mendille veya ıslak mendille kapatılarak bulaşmasını önlemek. Mümkün olduğunca etlerin iyi ısıtılarak yenmesini istiyorlar. Bundan başka da kişilerin bireysel olarak alacakları bir önlem yok" şeklinde konuştu.
"MASKELER VİRÜSLERİN BULAŞMASINI ÖNLEMİYOR"
Kişilerin maske takmasını önermediklerini belirten Ergüder, "Maskeler, eğer kişi hastalanıp enfekte olduysa bu hastalığın başkasına bulaşmasını önlemek içindir. Ama maskeler virüslerin bulaşmasını önlemiyor. Kişileri korumuyor ama kişilerin hastalığı yaymasını önlüyor. Hem Çin hükümeti hem de ülkelerin sağlık bakanlıkları müdahaleyi çok etkili yapıyorlar. Özellikle Türkiye hükümetinin yaptığı müdahaleyi çok yakından izliyoruz bilimsel komitenin kurulması, düzenli olarak komitenin toplantı yapması. Sayın bakanımızın açık ve şeffaf bir şekilde açıklama yapmaları çok önemli. Şuan Türkiye'de korona virüs vakası yok. Ama yine de bütün önlemler alınmış durumda. Umarız tüm dünya ve Türkiye bu durumu biran önce atlatır" ifadelerini kullandı.
(Neşra Durmaz /İHA)
Kaynak: İHA