Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Karadeniz'de 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi bulunması müjdesinin ardından ekonomi uzmanları tarihi müjdeyi yorumladı. Bülent Ecevit Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Ertuğrul Yıldırım, tarihi müjdenin enerjinin kızılelması olduğuna dikkat çekti.
Zonguldak'tan geçen 30 Haziran günü geçerek Kdz. Ereğli ilçesi açıklarındaki Tuna-1 bölgesinde sondaj yapan Fatih sondaj gemisi 320 milyar metreküplük doğal gaz rezervine ulaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, millete sesleniş yaparak tarihi müjdeyi duyurdu. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Ekonomi Profesörü Ertuğrul Yıldırım, tarihi müjdeyi yorumladı.
Akdeniz'de yaşanan gerilimlerin ardından Karadeniz'de böyle bir rezervin çıkmasının önemli bir fırsat olduğuna dikkat çeken Yıldırım, şöyle dedi:
"Tüm ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Hakikaten mühim bir keşif oldu. Bunun tesisleşmesiyle birlikte üretime de artık bunun pozitif etkilerini görmeye başlayacağız. Tabi biraz zaman alacak yatırımlarının yapılması. Ancak her şeyden önce bunun Karadeniz'de olması mühim bir fırsat diye düşünüyorum. Oldukça da avantajları var. Akdeniz'de şu anda ciddi problemler var. Pek çok ülke burada bir pay sahibi olabilmek için çeşitli girişimlerde bulundu. Tartışmalı bir alan haline geldi. Her ne kadar Türkiye Cumhuriyetinin hakları orada mevcuttur bunu korumaya çalışıyor. Ancak Karadeniz de bu çatışmalardan uzak bir bölge olması sebebiyle oldukça avantajlı bir yer olduğunu ifade edebiliriz. Bu haliyle hızlı bir şekilde yatırıma dönüştürülüp üretime de kanalize edilebilir."
"50-60 MİLYAR DOLARLIK BİR KAPASİTEYE SAHİP ALANDAN BAHSEDİYORUZ"
Öğretim Üyesi Prof. Ertuğrul Yıldırım, Türkiye'nin dokuzuncu sondajda böyle bir rezerve ulaşmasının büyük bir başarı olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
"Burada ikinci önemli husus şu olmsı gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu tür aramalara ilişkin denemelerin sayısı çok fazla değil. Dokuzuncu sondaj ile bulundu. Bu tarz sondajlar gelişmiş ülkelerde çok daha fazla yapılıyor. Türkiye'de bunun 9. sondajda bulunması çok daha önemli bir başarı. Bu sondaj sayıları arttıkça daha da fazlası gelecektir. Bir domino etkisi olmasını kuvvetle muhtemelen bekleyebiliriz. 320 milyar metreküplük bir büyüklükten bahsediliyor. Bu rezerve baktığınız zaman Türkiye'nin 7-8 yıllık doğal gaz ihtiyacını tek başına karşılayabilecek bir rezervden bahsediyoruz. Ancak bunun sınırlı kalmaması gerekiyor. Çok daha fazlasına Türkiye'nin ihtiyacı var. Enerjide önemli kavramlardan biri sürdürülebilirliktir. Siz sürekli olarak enerji ihtiyacınızı sürekli olarak karşılayabilmelisiniz, makul bir fiyattan karşılayabilmelsiniz. Bu çabanın bittiğini söyleyemeyiz. Belki bittiğinden ziyade yeni başladığımızı söylememiz gerekiyor. Türkiye enerji piyasasına yeni bir güç olarak yeni girdi. Dolayısıyla burada olması gereken bunun domino etkisi yapması ve ekonomiye etkilerinin de bunun katlanarak artmasını ummamız gerekiyor. Doğrusu Cumhurbaşkanımızın ve bakanlarımızın açıklamasından da bu niyetin çok açık bir şekilde ortada olduğunu gördük. Bu da sevindirici bir durum. Bunun ekonomik kazançları ne -olacak? Ekonominin pek çok yönünü etkileyecek. Tek başına baktığınız zaman 50-60 milyar dolarlık bir kapasiteye sahip alandan bahsediyoruz. Dolayısıyla bu 50-60 milyar dolar net. Tabi bunun pek çok çarpan etkeni olacak. İnşaat tesislerinin kurulmasından tutun da bunların taşınmasına kadar diğer sektörlere girdi olarak kullanılması, girdi maliyetlerindeki düşme nedeniyle artan rekabet gücü nedeniyle hem yurt içi üretimdeki artış hem ihracattaki artış beraberinde geleceğinden ve enflasyon konusundaki baskıları azaltacak bir etkisi de ortaya çıkacağından yanı sıra cari açık üzerinde de çok pozitif etkileri ortaya çıkacağından döviz ihtiyacını azaltacak bir süreci beraberinde getirecektir.Bunu çok daha hızlı bir biçimde geliştirmemiz gerekiyor."
"SÜREKLİ PEŞİNDE KOŞACAĞIMIZ BİR ALANA GİRDİK"
Ertuğrul Yıldırım, "Enerji bir kızılelmadır tanımı yapsak hiç yanlış olmaz" diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
"Dünyada bu kadar hızlı gelişme isteği olup da enerji ihtiyacını karşılayamayan bir ülke de yok. Bu tecrübeler bize şunu gösteriyor. Bu gün çok önemli bir iş yapıldı. Ancak burada bırakılmamalı. Bunun devamı muhakkak gelmeli. Bunun peşinde koşmalıyız. Tabiri caizse Türkiye reel ekonomisininin bir anlamda en önemli hedeflerinden biridir. Türkiye ekonomisinin bir anlamda baktığımız zaman kızıl elmasıdır diyebiliriz. Enerji bir kızılelmadır tanımı yapsak hiç yanlış olmaz. Çünkü sürekli peşinde koşacağımız bir alana girdik. Yorulmadan bu yolda devam ederiz."
"KÖMÜRÜN OLDUĞU YERDE DOĞAL GAZ, PETROL GİBİ FOSİL YAKIT TÜREVLERİN OLMASI BEKLENİYORDU"
Bülent Ecevit üniversitesi (BEÜ) Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doçent Doktor İbrahim Alışkan, Zonguldak'ın Türkiye'nin kömür havzası olduğuna dikkat çekerek kömürün olduğu yerde doğal gaz ve petrol türevlerinin olmasının beklendiğinin altını çizerek şöyle dedi:
"Doğal gaz keşfedildikten sonra yerinden çıkartılması gerekiyor. Çıkartıldıktan sonra kara tarafına alınıp işlendikten sonra piyasaya arz edilmesi gerekiyor. Karadeniz bölgesinde Zonguldak ve civarına baktığınızda demir-çelik sektöründe önemli yatırımların olduğunu görebiliriz. Dolayısıyla biz demir-çelik olsun diğer sektör olsun bir çok yüklenici firma kısmını bu işin halledebileceğimize inanıyoruz. Diğer taraftan Zonguldak bölgesi Türkiye'nin kömür havzası. Kömürün olduğu yerde doğal gaz, petrol gibi fosil yakıt türevlerin olması bekleniyordu. Ekonomimize faydası tabii ki olacaktır. Cari açık düşecek. Rezervin kullanılmaya başlandığı tarihe bağlı olarak ekonomide değişmeleri hissetmeye başlayacağız. Burada kalacak olan paramızı farklı sektörlere yatırmamız gerekiyor. Bizim teknolojimizi geliştirmemiz, yerli ve milli olanaklarımızı geliştirmemiz gerekiyor. Sismik araştırmaları, sondajı kendimiz yaptık. Rezervi kendimiz keşfettik. Milli olanaklarla işlenip piyasaya arz edilmesi gerekiyor. Açıkdenizde sondajı yapmak için haklarımızı bilmemiz gerekiyor. Teknolojimizin geliştiğini haklarımızı koruyabildiğimizi savunma sanayisindeki İHA'ların yerli ve milli olmasıyla görüyoruz. Enerji sektöründeki bize sağlayacağı bu olumlu katkıyla elde edeceğimiz cari açık fazlasını farklı sektörlere yönlendireceğiz. Kendimizi teknolojik anlamda geliştireceğiz. Bölgemizin önemli bir madencilik tecrübesi var. Kömür madenciliği ama sonuçta madencilik. Doğal gazın çıkarılması ve işlenmesi noktasında bir çok işi biz halledebileceğimize inanıyorum. Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyoruz. Enerjide çeşitlilik de önemlidir. Çeşitlilikte de doğal gaz da petrol de olursa çeşitlilik adına bizim için mutluluk verici bir haber olacaktır."
(Onur Altındağ - Vedat Kılıç - Yasin Erdem/İHA)
Kaynak: İHA