Erzurum Tarihinin Gözetmeni: İspir Kalesi

Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçiler, İspir Kalesi'nin kökeninin 12. yüzyılda İlhanlılar dönemine dayandığını vurgulayarak, “Kale, dönemin mimari özelliklerini yansıtan sağlam bir yapı olarak inşa edilmiştir. Kalenin temeli, Çoruh Nehri'nden toplanan taşlardan yapılmış olup, bu da yapının doğal çevresiyle uyumlu bir görünüm kazanmasını sağlamıştır. Üst duvarlarda ise blok kesme taş kullanılarak, yapının sağlamlığı ve dayanıklılığı artırılmıştır” dediler.

Kalede günümüze kadar ulaşan bir kitabe bulunmadığı için yapım tarihi hakkında net bir bilgi edinilemediğini söyleyen tarihçiler, “Ancak, yapılan araştırmalar ve mimari analizler, kaledeki bu yapı tarzının 12. yüzyıl İlhanlılar dönemine ait olduğunu göstermektedir.

İspir Kalesi, 16. yüzyılda Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarım görmüştür. Osmanlı döneminde yapılan bu onarımlar, kalenin hem askeri hem de mimari özelliklerini güçlendirmiştir. Kale içinde gerçekleştirilen bu çalışmalar, yapının zamanla yenilenen ve güçlendirilen bir savunma yapısı olarak önem kazandığını göstermektedir” ifadelerini kullandılar.

İspir Kalesi'nin iç mekanında özellikle dikkat çeken unsurlardan birinin de mescidin minaresi olduğunu vurgulayan tarihçiler, “Minare, aynı zamanda kalenin gözetleme kulesi olarak da kullanılmıştır. Bu özelliği, kaledeki askeri işlevlerin yanı sıra dini ve sosyal işlevleri de bir arada sunduğunu gösterir.

İspir Kalesi'nin iç mekanında yer alan mescidin minaresi, yapının çok yönlü kullanımını ve döneminin mimari anlayışını yansıtan önemli bir detaydır. Minarenin gözetleme kulesi olarak hizmet vermesi, kaledeki askeri stratejinin bir parçası olarak kalenin savunma kapasitesini artırmıştır” şeklinde konuştu.