Kırım Savaşı'ndan başlayarak 1. Dünya Savaşı öncesine kadar, 1855-1896 yılları arasında inşa edilen bu tabyalar, Kafkasya’dan gelen Rus tehdidine karşı şehrin savunması için yaptırıldı. 93 Harbi (1877-1878) ve 1. Dünya Savaşı'nda Erzurum’un korunmasında büyük öneme sahip olan 23 tabya, Cumhuriyet döneminde askeri kışla olarak kullanıldı, ancak zamanla boşaltıldı ve bakımsızlık nedeniyle harabeye dönüştü.
Bu tarihi yapıları kurtarmak amacıyla Vali Mustafa Çiftçi, "Erzurum-Tarihin İzinde Ecdada Vefa Projesi"ni hayata geçirdi. Proje kapsamında yayımlanan "Kültürel ve Doğal Miras Değerlerinin Korunması" emri ile tabyaların sorumluluğu çeşitli kurumlar, dernekler ve sivil toplum kuruluşlarına verildi. Kısa sürede yapılan temizlik ve bakım çalışmalarıyla tabyalar onarıldı ve yeniden canlandırıldı. Bu restorasyon çalışmaları sonrasında bazı öğretmenler tarih derslerini tabyalarda işlemeye başladı, gençler ise bu tarihi mekânlarda sosyal etkinlikler düzenledi.
Vali Mustafa Çiftçi, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'nın sorumluluğunda bulunan Şahap Paşa Tabyası'nda yaptığı açıklamada, Çanakkale ve Edirne'nin batıda, Erzurum ve Kars'ın ise doğuda tabyalar şehri olarak anıldığını belirtti. Kentte göreve başladıktan sonra tüm tabyaları tek tek incelediğini ifade eden Çiftçi, şöyle konuştu:
"Bu ziyaretlerden sonra bu tabyaları tek bir kurumun korumayacağını düşündüm. Vali yardımcımızla beraber bu konuyu istişare ettik. Nihayetinde tüm tabyaları kurumların sorumluluğuna vermeye karar verdik. Tabyaların biri hariç, diğerlerinin hepsi Milli Emlak sorumluluğunda, Hazinenin mülkiyetinde. Hazinenin de bunların hepsini koruma şansı yok ama birer ikişer kurumlara dağıtırsak bunların bakımının yapılabileceğini iç ve dış temizliklerinin yapılabileceğini değerlendirdik. Bunun neticesinde 23 tabyayı imkanı olan kurumlara ve sivil toplum kuruluşlarının sorumluluklarına verdik. Bu konuda kurumlar da sağ olsunlar büyük bir teveccüh göstererek sahiplendiler".
Çiftçi, tabyalara artık gençlerin ve öğrencilerin gittiğini ve burada güzel etkinlikler yaptığını belirterek:
"Tabyalar kullanılsın, birileri ilgilensin, amaç dışı kullanıma müsaade etmeyelim çünkü biz boş bıraktığımızda, amaç dışı kullanılması da oluyor. Bazı tabyalarda gördüm, içerisinde içki şişeleri vardı. Orada ayyaşlar, sarhoşlar mekan tutmuşlar, içmiş kırmışlar. İçerisi tamamen cam kırıklarıyla doluydu. Şu an gördüğümüz tablo son derece iç açıcı ve güzel. Ne kadar sahiplenirsek o kadar bakım yapabiliriz" diye konuştu.
Tabyaların sadece temizlik yapılmasıyla korunamayacağına işaret eden Çiftçi, yapıların aktif olarak kullanılması gerektiğini vurguladı. Öğrencilerin tarih derslerinin bazılarını tabyalarda işlenmesi için tavsiyelerde bulunduğunu ve bunun neticesinde bazı okulların tabyalarda ders işlediğini anlatan Çiftçi:
"Öğrencilerimiz gelip tabyanın bir odasında tarih dersleri işliyor. Öğrenciler bundan son derece mutlu oluyorlar. Tarihi yaşayarak öğreniyorlar" dedi.
"Tabyalar hem kış hem de yaz turizmi için biçilmiş kaftan"
Çiftçi, tarihi yapıların turizme kazandırılması için de fizibilite çalışmalarına başlandığını bildirdi. Tabyalara bir fonksiyon verilmesi gerektiğini söyleyen Çiftçi:
"Buralar otel olabilir, restoran olabilir. İçeriye birileri girerse, bu şekilde kullanılırsa, bakımlar sağlanmış olur diye değerlendiriyoruz. Yakında bununla ilgili raporlarımız da çıkmış olacak. Tabyalar hem kış hem de yaz turizmi için biçilmiş kaftan. Son derece muhkem olarak inşa edilmiş yapılar. Buraları turizme açıp kullanılmasını ve tabyaların korunmasını hedefliyoruz" diye konuştu.
Bir iş insanının tabyalardan birini turizm işletmesi olarak kullanmak için talepte bulunduğunu, bu tür projeleri değerlendirmek istediklerini ifade eden Çiftçi, ayrıca tabyalara sahip çıkılması sonrası güzel geri dönüşler aldıklarını, bunlardan birinin de daha önce tabyada vatani görevini yapan eski bir asker olduğunu anlattı.