Taş babalar, binlerce yıl boyunca mezar taşları olarak kullanılmıştır. Ülkemizdeki taş baba örnekleri arasında belki de en değerli olanı, Erzurum’da sergilenen heykeldir. 2020 yılında, Erzurum’un Şenkaya ilçesine bağlı Ormanlı Mahallesi'nde Kıpçaklar dönemine ait olduğu tahmin edilen 123 santimetre uzunluğunda ve 45 santimetre çapında bir 'Taş Baba' heykeli bulunmuştur. Mahallede çiftçilik yapan Aytaç Alver, hayvanlarını otlatırken otların arasında, üzerinde motifler bulunan bu heykeli fark etmiş ve Müze Müdürlüğü ile iletişime geçerek taşın incelenmesi gerektiğini belirtmiştir.
Yapılan araştırmalar sonucunda heykelin 2,500 yıllık 'Taş Baba' heykeli olduğu belirlenmiştir. Arkeologlar tarafından detaylı bir şekilde incelenen heykel, restorasyon işlemleri tamamlandıktan sonra Erzurum Müzesine yerleştirilmiştir. Şu anda müze ziyaretçilerinin ilgi odağı olan Taş Baba, özellikle çocukların dikkatini çekmektedir. Bozkırda, soylular için en yaygın mezar türü olan 'kurgan'larda, kişinin önemine uygun olarak genellikle ahşaptan gömü odasının üzerine taş ve topraktan bir tepe inşa edilir ve bunun üzerine ölen kişiyi temsil eden kabaca insan biçimli heykeller dikilir; bu heykellere de genellikle “Taş Baba” denir.
Erzurum Müzesinde sergilenen Taş Baba heykeli, elinde kase tutan ve belinde sıralı dört kemer bulunan bir yapıya sahiptir. Buluntudan sonra titizlikle bakım, restorasyon ve konservasyon çalışmaları yapılmış olan heykelin yüz kısmı, elleri ve kemerindeki işlemeli motifler, onu benzersiz kılmaktadır. 1 metre 23 santimetre uzunluğunda ve 47 santimetre genişliğindeki bu eser, müzenin ve ülkemizin en özel eserlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
Erzurum Müzesi uzmanları 2 bin 500 yıl öncesine ait eserin Türk mezar gömme geleneklerinin en belirgin şekli ve örneklerinden olduğuna işaret ederek:
"Taş Baba, İslamiyet’ten önceki Türklerde özelikle Orta Asya’da bulunan Türk kavimleri tarafından büyük devlet adamlarının mezarlarına dikilen şahide taşlardır, yani mezar taşlarıdır Taş Baba’nın Türk geleneklerinde olduğu gibi elinde ’bengü bade kasesi’ ve belinde sıralı kemer görülüyor. Bu kemer, zamanında vefat etmiş Türk büyüğünün, kemerdeki çizgi sayısı arttıkça makamının, mevki ve rütbesinin arttığını gösteren işarettir. Elindeki ’Bengü Bade’ ise öldükten sonra sonsuzluk kadehini içerek ölümsüzlüğe gittiğini belirtmektedir. Ülkemizde benzeri bulunmuyor çünkü bunların orijinali Orta Asya’da. Bilindiği gibi Türkler Orta Asya’dan Türkiye’ye doğru yayılım göstermekte. Tabii Orta Asya’da değişik örneği vardır ancak ülkemizde ilk örneği müzemizde. Eser günümüzden yaklaşık 2 bin 500 yıl öncesine ait” şeklinde konuştular.