Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçiler, türbenin Çifte Minareli Medrese’yi iç kaleye bağlayan sur duvarı üzerindeki köşeli burçlardan birinin içten kubbe ile örtülmesiyle oluşturulduğunu söylediler. Tarihçiler, “Basit ama etkileyici düzenleme, yapıdaki mimari zarafeti gözler önüne seriyor.
Türbenin önünde ayrıca bir zaviye de yer almakta, bu da buranın hem ziyaret yeri hem de bir ibadet mekânı olarak kullanıldığını göstermektedir” dediler.
Ebu İshak Hazretleri’nin asıl mezarının İran’daki Kazerun şehrinde bulunduğunu da vurgulayan tarihçiler, “Erzurum’daki bu türbe ise bir makam türbesi olarak kabul edilmektedir. Makam türbeleri, asıl mezar yerinin dışında bir anma ve ziyaret noktası olarak yapılan yapılardır. Bu türbe, Ebu İshak Kazeruni Hazretleri’nin hatırasını Erzurum’da yaşatmaya devam ediyor” ifadelerini kullandılar.
2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından kapsamlı bir restorasyon çalışması gerçekleştirildiğini ve türbenin turizme açıldığını söyleyen tarihçiler, “Restorasyon sırasında yapının tarihi dokusuna sadık kalınmış, türbenin eski ihtişamına yeniden kavuşması sağlanmıştır.
Bugün, türbe hem halk hem de Erzurum’a gelen ziyaretçiler için önemli bir durak noktasıdır. Ebu İshak Kazeruni Türbesi, Erzurum’un zengin tarihi ve manevi atmosferine katkıda bulunan yapılar arasında yer alıyor. Türbe, İslam dünyasının önemli bir düşünürünün hatırasını yaşatmakla kalmıyor, aynı zamanda Erzurum’un tarihi mirasını da yansıtıyor.
Türbe, sessiz ama derin bir maneviyat arayışında olan ziyaretçiler için bir huzur noktası olmayı sürdürüyor” şeklinde konuştular.