Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçiler, Narmanlı Camisi’nin kapı üzerindeki dört satırlık kitabeye göre 1738 yılında inşa edildiğini söyleyerek, “Cami, ortası büyük ve yanları küçük beş kubbesi ile dikkat çekmektedir. Bu kubbeler, caminin iç mekânına genişlik ve ferahlık katarken, aynı zamanda yapının estetik görünümünü de tamamlar.
Dört köşede tromplar üzerine oturan kubbesi, dışarıya 16 kenarlı bir kasnakla yansımaktadır. Bu mimari detay, caminin klasik Osmanlı mimarisine özgü özelliklerini yansıtmaktadır” dediler.
Narmanlı Camisi’nin son cemaat yerinin bulunması ve şehirdeki diğer tek kubbeli camilere göre daha büyük çaplı bir kubbeye sahip olması ile öne çıktığını vurgulayan tarihçiler, “Bu özellikleri, caminin ibadet edenler için geniş bir alan sunmasını sağlar. Ayrıca, düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiş olması, caminin işçiliğine verilen önemi göstermektedir. Yapının detayları, ince işçilik ve estetik kaygılarla oluşturulmuş olup, ziyaretçilerin ve ibadet edenlerin hayranlığını kazanmaktadır” diye konuştular.
Narmanlı Camisi’nin sadece bir ibadet yeri olmanın ötesinde, Erzurum'un kültürel ve sosyal hayatında da önemli bir yere sahip olduğuna değinen tarihçiler, “Cami, çeşitli dini etkinlikler ve sosyal buluşmalar için bir merkez görevi görür. Mahalle sakinlerinin bir araya geldiği bu mekân, toplumsal dayanışmanın ve birliğin sembolüdür.
Cami etrafında oluşan sosyal hayat, bölgenin kültürel dokusunu zenginleştirir. Narmanlı Cami'nin tarihi dokusunun korunması ve gelecek nesillere aktarılması için çeşitli restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Yerel yönetimler ve kültür kuruluşları, caminin tarihi ve mimari değerini koruma altına almak için projeler geliştirmekte ve bu değerli yapının bakımını sağlamaktadır.
Restorasyon çalışmaları, caminin orijinal özelliklerini koruyarak, yapının uzun yıllar boyunca ayakta kalmasını hedeflemektedir” şeklinde konuştular.