Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçi Özgür Aslan, bu kümbetlerin en büyüğünün Emir Saltuk'a ait olduğunu ve 12. yüzyılın sonlarında yapıldığının tahmin edildiğini belirtti. Diğer iki kümbetin ise 14. yüzyılda inşa edildiğini ve kimlere ait oldukları hakkında kesin bilgi bulunmadığını vurgulayan Özgür Aslan, “Emir Saltuk Kümbeti, kesme taş kullanılarak yapılmıştır ve sekizgen gövdeli bir yapıya sahiptir.
Yüksek kasnaklı ve konik karışımı basık bir külahla örtülüdür. Kümbetin üçgen alınlıklarında, yuvarlak kemerli kasnak nişlerinde hayvan kabartmaları bulunmaktadır. Bu kabartmalar, Orta Asya Türk takvimlerinde yer alan burç figürlerine benzemektedir. Özellikle nişlerden birindeki boğa boynuzları arasında işlenmiş insan başı figürü dikkat çekmektedir. Kümbetin sekiz cephesinde ise birer çift pencere bulunmaktadır” dedi.
Güneydoğusunda bulunan ikinci kümbet ise kare planlı ve on iki cepheli olduğunu kaydeden Özgür Aslan, “Gri renkteki taştan yapılmış bu kümbetin üst kısmında bir küçük ve alt kısmında ise bezeli üç büyük pencere bulunmaktadır. Güney cephesindeki penceresi aynı zamanda bir mihrap görünümündedir.
Üçüncü kümbet ise yöresel keyek taşından yapılmış olup, on iki cepheli ve dört penceresi vardır. Kümbetin iç kısmında özenle işlenmiş bir mihrap bulunmaktadır. Konik külahın kasnağında Emir Saltuk Kümbeti'ne benzer süslemeler görülmektedir” ifadelerini kullandı.
Üç Kümbetlerin, 1956 yılında onarılarak koruma altına alındığını dile getiren Özgür Aslan, “Bu yapılar, Erzurum'un tarihi mirasını koruma çabalarının önemli bir parçası olarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Erzurum'un simgelerinden biri haline gelen Üç Kümbetler, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken önemli bir tarihi ve mimari yapıdır. Ziyaretçiler, bu kümbetler aracılığıyla bölgenin geçmişine tanıklık ederken, kültürel ve estetik bir deneyim yaşamaktadırlar” şeklinde konuştu.