İslam dini, insanların mal ve mülklerine saygı göstermeyi ve başkalarının haklarını korumayı önemseyen bir inanç sistemidir. İslam hukukunda, bir kişinin malını almanın sadece adil bir mal veya iş karşılığında gerçekleştirilebileceği prensibi vardır. Bu nedenle, bir malın veya paranın değerinden bağımsız olarak sadece zaman geçmesi sebebiyle bir kişinin malını alma eylemi, haksız kazanç olarak kabul edilir.
Faizin haram kabul edilmesinin temelinde, bir kişinin başkasının emeği, malı veya parası üzerinden haksız bir kazanç elde etmesinin adil olmadığı inancı yatar. İslam, insanların haklarını korumanın ve adil bir toplum oluşturmanın önemini vurgular. Dolayısıyla, faiz gibi haksız kazanç yöntemleri, insanların mal ve mülklerine zarar verdiği ve ekonomik adaleti bozduğu için haram kılınmıştır.
İslam'ın haram kıldığı faiz, sadece bireyler arasındaki borç ilişkilerini değil, aynı zamanda finansal kurumlar ve ticari işlemleri de kapsar. İslam'a göre, faizsiz finansal sistemlerin geliştirilmesi ve adil ticaretin teşvik edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, İslami finans kurumları, faizsiz finansal ürünler ve hizmetler sunarak insanların ekonomik ihtiyaçlarını İslami prensiplere uygun bir şekilde karşılamaya çalışır.
Sonuç olarak, İslam dini, bir kişinin malını veya parasını haksız yere alma eylemini faiz olarak tanımlar ve haram kılar. İslam, adil ticaretin teşvik edilmesi, insanların haklarının korunması ve ekonomik adaletin sağlanması için faizsiz finansal sistemlerin geliştirilmesini önerir. Bu prensipler, İslam'ın ekonomik değerlere ve toplumsal adalet ilkesine verdiği önemi yansıtır.