Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Caner Kaçmaz, karantina döneminde alınan kilolardan kurtulmanın hızlı ve etkili çözümün liposuction olduğunu söyledi.
Koronavirüs salgını nedeniyle evlerde kalmak hastalıktan korunmak için olumlu olsa da cilt, vücut ve insan psikolojisi için bazı olumsuz sonuçlara da neden oldu. Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Caner Kaçmaz, bugünlerin ardından hayata daha keyifli başlangıç yapmak ve eski ışıltıyı kazanmak için tercih edilebilecek işlemler hakkında açıklamalarda bulundu.
'FAZLALIKLARDAN KURTULARAK HAFİFLEME ZAMANI'
Karantinanın belki de fiziksel olarak en çok fazla kilolara sebebiyet vermesinden dolayı can sıkıcı sonuçlar oluşturduğunu anlatan Op. Dr. Caner Kaçmaz, bu noktada tercih edilebilecek en pratik yöntemin ise hızlı ve etkili çözüm sunan liposuction olduğunu söyledi.
Yağ kütlelerinin altında kaybolmuş vücut hatlarının ortaya çıkarılabilmesini sağlayan bu işlemle bel, basen, bacak içi, göbek çevresi gibi bölgelerdeki diyet ve spor ile giderilemeyen inatçı yağlanmaların 3-4 milimetrelik küçük deliklerden girilerek ortadan kaldırıldığını vurgulayan Op. Dr. Kaçmaz, yeni nesil teknik olan vaser liposuctionda ise ultrasonik ses dalgaları yardımıyla yağların sıvılaştırılıp daha sonra o bölgeden aspire edildiğini belirtti.
Op. Dr. Kaçmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Daha az travmatik bir teknik olan bu yöntemle operasyon sonrasında klasik yönteme göre ağrı, kızarıklık, morluk daha az olurken, daha fazla miktarda yağ homojen olarak alınarak düzensizlik ve dalgalanma olma ihtimali en aza iniyor. Daha fazla miktarda yağ alınabildiği için daha fazla ayrıntıyı ortaya çıkarmaya imkan sağlayan bu yöntem ve genel olarak liposuction ile ilgili olarak unutulmamalıdır ki; bu operasyon kilo verdirme amaçlı değildir. Vücuttan alınan yağ miktarı ile orantılı olarak kiloda azalma olsa da öncelikli amaç vücut şekillendirmektir'.
BAKIŞLARDAKİ YORGUNLUĞA DİKKAT
Bakışlardaki yorgunluğa dikkat çeken Op. Dr. Kaçmaz, "Yaşımızı, duygu durumumuzu, hissettiklerimizi ve içimizdeki enerjiyi yansıtan en güzel aynalarımız olan gözlerimiz, yorgunluk ve mutsuzluğu da yansıtmak da oldukça güçlüdürler. Özellikle yaşadığımız bu can sıkıcı karantina günleri, keyif aldığımız anların ve özgürlüğümüzün kısıtlanması nedeniyle göz çevremizde de daha bitkin bir görünüme sebebiyet verebiliyor. Orta yüz ve yanak dokularının da zamanla aşağıya doğru inmeye başlamasıyla alt göz kapağının alt kısmında koyu renkli çökük bir görüntü meydana gelebilir. Bundan dolayı yorgun bir görüntü ile karşılaşma kaçınılmaz olur" dedi.
IŞIK DOLGUSU UYGULAMASI
Işık dolgusu uygulaması ile gözyaşı oluğu denilen bölgedeki koyu renkli halkalanmaların ortadan kaldırılabildiğini aktaran Op. Dr. Kaçmaz, ortalama 10 dakika süren ve etkisi hemen görülen işlem sonrası 12 ile 24 ay arası kalıcılık sağlanabildiğini belirtti.
Op. Dr. Kaçmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Işık dolgusuna ek olarak kaz ayaklarına ve alt göz kapaklarındaki kasların bazı kısımlarının daha kalın olmasından kaynaklı kırışıklık görünümüne karşın uygulanan botulinum toksini enjeksiyonu ile de göz çevrenize pratik bir şekilde canlılık katabilirsiniz'.
CİLDE KOMPLE BAKIM VE GÜZELLİK
Op. Dr. Kaçmaz, yaşlanma ve çevresel faktörlerden dolayı eski görünümünü yitiren cilde uygulanan medikal cilt bakımının, cildin yenilenmesi için gerekli tüm işlemleri barındıran bir operasyon bütünü olduğuna dikkat çekti.
Medikal cilt bakımı hakkında bilgiler veren Op. Dr. Kaçmaz, ciltte biriken yağ, siyah nokta, makyaj artıkları gibi cildin yorgun görünmesine neden olan etkenlerden ve ciltteki ölü hücrelerden arındırmaya yönelik yapılan bu uygulama bütünü; temizleme, tonik, buhar, peeling, maske ve nemlendirme aşamalarından oluşuyor. Daha canlı, parlak, nem kapasitesi artırılmış, sağlıklı bir cilt elde ederek korona günleri sonrasında yeni bir başlangıç yapmak için cilt tipine göre planlanan işlemlerden vakumlu vortex sistemi ile gözeneklerde biriken yağ ve ölü hücreler daha etkili bir şekilde temizlenmektedir. Cilt skin scrubber (cilt temizleme cihazı) ile epidermisin en üst katmanında bulunan ölü hücreler arındırılırken, galvanik akımlı radyofrekans sistemi ve yüksek frekans baslık yardımıyla da kollajen yapımı uyarılarak ciltte sıkılaşma sağlanabilmektedir" şeklinde açıklama yaptı.
Hyalüronik asit, antioksidan, vitamin, peptid ve aminoasitler içeren solüsyon ile cildin onarılması, beslenmesi ve derinlemesine nemlenmesi sağlanırken, serumlar ve maske ile de cilt kalitesinin arttırıldığını sözlerine ekleyen Op. Dr. Kaçmaz, son aşamada ise led terapi ile cilt bakımı sonlandırılarak parıltılı, taze, canlı ve genç bir cilt görünümü elde edilebildiğini belirterek sözlerini noktaladı.
Kaynak: İHA