Karaköse haber internet sitemize açıklamalarda bulunan Tarihçi Özgür Aslan, Kars Kalesi’nin şehir merkezinde yükselen tarihi bir yapı olarak hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ettiğini söyledi. Aslan, “Merkez Kale, İç Kale veya Stadel olarak anılan bu yapı, bazı kaynaklara göre 12. yüzyılda Saltuklular tarafından yapılmış olsa da, temelleri 10. yüzyıla kadar uzanmaktadır. 1579 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından yeniden inşa edilen kale, dört köşe mermer kitabe ile süslenmiştir. Bu kitabe, kalenin 1152 yılında Sultan Melik İzzettin’in emri ile Veziri Firuz Akay tarafından yaptırıldığını belgeliyor. Timur'un 1386 yılında yerle bir ettiği kale, III. Murat’ın emriyle Lala Mustafa Paşa tarafından tekrar yaptırılmıştır. 1616 ve 1636 yıllarında onarımlar geçiren kale, 27.000 metre uzunluğundaki dış surları ve 220 burç ile büyük bir savunma hattı oluşturmuştur. Üç ana kapısı, Sukapısı (Çeribaşı kapısı), Kağızman kapısı (Ortakapı) ve Behram Kapısı (Bayrampaşa kapısı) ile tarihi zenginliğini korumaktadır” dedi.
Keçivan Kalesi’nin de Kağızman ilçesinin kuzeybatısında yer aldığını vurgulayan Özgür Aslan, “Eski sancak merkezi olan kale, halk arasında Keçivan, Geçivan veya Geçvan olarak anılmaktadır. 1960 sonrası Tunçkaya köyü olarak bilinen yerleşim yerinde bulunan kale, tarihi ve efsaneleri ile ünlüdür. Pijen, Seffak, Efrasyab cenklerinde adı geçen bu kale, Efrasyab'ın yaylaklarından biri olarak rivayet edilmiştir. Saka Türklerinin padişahı olarak tanınan Alp-Er Tonga’nın adının geçtiği İran destanlarında da yer alır. Milattan sonra 618 yıllarında Kars bölgesinde bilinen tek şehir olan Artageyra'nın kalıntıları olan Keçivan Kalesi, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır” ifadelerini kullandı.
Micingirt Kalesi’nin ise kayalık bir tepenin üzerinde kurulduğunu ve çevresindeki Urartu kaya mezarları ve sarnıçlar ile dikkat çektiğini söyleyen Aslan, “Taş işçiliği, mevcut yapının 13. yüzyılda Saltuklular tarafından inşa edildiğini gösterir. Kaleye yakın olan Micingirt Kümbeti, 14. yüzyıl Selçuklu yapısı olup, kalenin doğusunda yer alır. Dıştan 12 köşeli, içten daire planlı olan kümbet, düzgün kesme taşlarla inşa edilmiştir. Zivin Kalesi ise Zivin köyünün doğusunda sarp kayalar üzerine kurulmuş olup, kaba bir yamuk şeklindedir. Kale çevresinde bol miktarda Urartu seramik parçaları bulunmaktadır. Urartu döneminde kurulan kale, Selçuklular döneminde genişletilmiş ve Osmanlı döneminde de kullanılmıştır” diye konuştu.
Ani Surlarının Ani şehrini kuzeyden kuşatan ve 4,5 km uzunluğunda olan tarihi surlar olduğunu vurgulayan Aslan, “Üzerinde 7 kapı bulunan bu surlar, Ortaçağ’da İpek Yolu’nun Anadolu’ya ilk giriş noktasında yer alması sebebiyle büyük ticari önem kazanmıştır. 964 yılından itibaren Bagratlı Kralı Aşot tarafından yaptırılan ilk sur sistemi ile kentleşmeye başlayan Ani, 978 yılında Bagratlı Kralı Sembat döneminde ikinci sur sistemi ile güçlendirilmiştir.
Son olarak, Selçuklu Sultanı Alparslan’ın 1064 yılında şehri fethetmesinden sonra Şeddatlı Beyi Ebu’l Menuçehr tarafından tamamlanan surlar, Ani’nin tarih boyunca önemli bir merkez olmasını sağlamıştır. Kars’ın tarihi kaleleri ve surları, bölgenin zengin geçmişini gözler önüne seriyor. Her biri ayrı bir hikaye ve efsane barındıran bu yapılar, tarih severler için eşsiz birer ziyaret noktası olmanın ötesinde, geleceğe taşınan önemli kültürel miraslardır. Erzurum’dan Ani’ye uzanan bu tarihi yolculuk, geçmişin izlerini bugüne taşıyan ve koruyan birer hazine olarak önemini koruyor” şeklinde konuştu.