Her yıl milyonlarca insanı etkileyen grip, özellikle risk gruplarında ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. İ Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Neşe Kıskaç, gripten korunmanın mümkün olduğunu vurgulayarak, virüsün sert yüzeylerde 48 saate kadar canlı kalabildiği uyarısında bulundu.
Dr. Kıskaç, grip ve soğuk algınlığının sıkça karıştırıldığını ancak gribin çok daha ciddi bir hastalık olduğunu belirtti. "Yüksek ateş, kas ağrıları, halsizlik ve kuru öksürük gibi belirtiler gripte sıkça görülürken, soğuk algınlığı genellikle burun akıntısı, hapşırma ve hafif yorgunluk gibi daha hafif semptomlarla seyreder. Soğuk algınlığı birkaç gün içinde kendiliğinden geçerken grip, özellikle yaşlılar, kronik hastalar ve bağışıklığı zayıf kişilerde hayati tehlike yaratabilir" dedi.
Soğuk havanın doğrudan grip nedeni olmadığını ifade eden Kıskaç, "Soğuk havalarda kapalı ve yetersiz havalandırılan alanlarda geçirilen süre artıyor. Bu durum, virüslerin yayılmasını kolaylaştırıyor" dedi.
Grip Virüsü Yüzeylerde 48 Saat Hayatta Kalabilir
Gribin son derece bulaşıcı olduğunu belirten Kıskaç, "Grip virüsü, damlacık yoluyla yayılır. Öksürme, hapşırma veya konuşma sırasında havaya yayılan virüs parçacıkları diğer insanların solunum yollarına ulaşarak enfeksiyona neden olur. Ayrıca virüs bulaşmış yüzeylere dokunduktan sonra ellerin ağız, burun veya gözlere temas etmesiyle de bulaşma gerçekleşebilir. Virüs sert yüzeylerde 48 saate kadar canlı kalabiliyor" diye konuştu.
Gripten korunmanın en etkili yollarından birinin aşı olduğunu belirten Kıskaç, "Grip aşısı her yıl, o sezon yaygın olan influenza virüs türlerine göre geliştirilir ve risk gruplarında komplikasyonları yüzde 60 oranında azaltır. Bunun yanı sıra, hijyen kurallarına uyum, kalabalık ortamlardan kaçınma, hasta bireylerin izolasyonu, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku bağışıklık sistemini destekler" dedi.
Gribin yayılmasını önlemek için hasta bireylerin kendilerini izole etmeleri ve hijyen kurallarına dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Kıskaç, "Grip belirtileri başladıktan sonraki ilk 3-4 gün, bulaşıcılığın en yüksek olduğu dönemdir. Bu süreçte el yıkama ve dezenfektan kullanımı gibi hijyen önlemleri büyük önem taşır" ifadelerini kullandı.