Kendi dar kalıplarıyla, etrafına ördüğü duvarlar içerisinde depreşen,
Ufku, güneşi, dünyayı, baharı, huzuru, insanlığı, empatiyi, özgür iradeyi, özeleştiriyi unutmuş; atomu parçalamaktan daha zor ve kırılmaz önyargılarıyla:
Kendisine asla değer katmamış, insani bir kimlik kazandırmamış düşünceleri(!) var ölümü pahasına savunur,
Kafasında zerre kadar aydınlık oluşturmamış, çevresine bir yıldız böceği kadar ışık saçmamış fikirleri(!) var ölümü pahasına savunur,
Sinesinde zerre kadar merhamet barındırmamış, ruhunu kirden arındırmamış erdemleri(!) var ölümü pahasına savunur…
* * *
Suyunu sıksan cebinden üç lira helal kazanç çıkmaz:
Alnında ter akmamış, farklı pencerelerden bakmamış, üç koyun gütmemiş, iki parça tamir etmemiş; anlam veremediklerine tapmış, birileri için ölümü göze almış da kendi ayaklarına bile baş olamamış…
Çağa, medeniyete, insanlığa, küresel kimliğe kapalı;
Hurafelere, kavgalara, tapmalara, fedailiklere açık…
Sahibinin emrine bilmem ne uysallığında amade; tamir etmekte bir kukladan, tahrip etmekte barut fıçısından farksız:
“Yak” deseler yakmaya hazır,
“Yık” deseler yıkmaya hazır,
“Vur” deseler vurmaya hazır.
* * *
Yaşadığı memleketin, kimliğini taşıdığı ülkenin, iklimlendiği dünyanın varoşlarında ancak barınabilmiş;
Nefretin kavgasını sürmüş,
Sevginin paylaşımından tat almamış:
“Sev” desen sevmez,
“Gül” desen gülmez,
“Sar” desen sarmaz.
Uhrevi değerleri, dünyevi değerleri, insani değerleri ırkının selametinde; ırkının selametini de başka ırkların yok olmasında bulur.
Sözüm ona,
Hayalindeki cennet için yaşadığı yeri cehenneme çevirmede ustadır,
Liderinden bir aferin almak için hedefi gözü kapalı vurmada ustadır,
Irkının selameti için insani değerleri öldürmede ustadır…
Fakat dünyanın neresinde olursa olsun sevgi dilinin ve kardeşliğin cahilidir.
İster Avrupa’nın göbeğinde yaşasın, isterse Afrika’nın çöllerinde… Dili, dini, ırkı, iklimi farklı olur ama ırkçıların felsefesi aynıdır, ideolojisi aynıdır, olaylara bakışı aynıdır, metotları aynıdır.
* * *
Martin Luther King’in dediği gibi,
“Umut edelim ki önyargının kara bulutları üzerimizden kayıp gitsin ve aynı yolda kısa bir gelecekte, sevgi ve kardeşliğin yıldızları milletimizin üstünde ışıldayan güzelliğiyle parlasın.”
Yoksa çok az sayıdaki ırkçıların, çok büyük nefretleri kapımızda beklemektedir.