Sarayın kuzeybatı köşesinde, muhafız koğuşlarının altına inşa edilen zindan, 21 basamaklı dik bir merdivenle inilen, uzun koridorun sonunda yer alan altı hücreden oluşuyor.
Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçi Özgür Aslan, zindanın odalarının restorasyon çalışmaları sırasında içlerindeki cüruflardan arındırılarak geçmişin izlerinin temizlendiğini söyledi.
Saray zindanlarının ziyaretçiler tarafından en merak edilen yerlerden biri olduğuna vurgu yapan Aslan, “Ancak, en doğuda bulunan hücrenin girişinin olmaması, buranın bir dönem tavandaki bir açıklıktan halatla inilip çıkıldığına dair teoriyi güçlendirdi. Restorasyon çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan bu detay, ziyaretçileri tarihin karanlık sayfalarına götürüyor” dedi.
1805 yılında Napolyon’un gizli ajanı olarak bölgeye gelen P. A. Jainbert’in İshak Paşa Sarayı’nda tutuklanarak bu zindana atıldığını ifade eden tarihçi Özgür Aslan, “Jainbert, seyahatnamesinde, mahkumların bu hücrelere tavandaki bir açıklıktan halat yardımıyla indirildiğini belirterek, burada yaşanan sert koşulları gözler önüne seriyor. Mahkumlar için zindana giriş ve çıkış yolu bu tek açıklıktı; bir kez aşağıya inen, dış dünyadan tamamen kopuyordu” diye konuştu.
İshak Paşa Sarayı’ndaki bu zindanın tarih ve mimarinin birleştiği önemli bir yapıyı gözler önüne serdiğini vurgulayan Aslan, “Hücrelerin tonozlu yapısı ve ışık almayan koridorları, mahkumların yaşadığı izolasyonun derinliğini hissettiriyor. Restorasyon çalışmaları sonrası bu bölüme gösterilen ilgi artarken, ziyaretçiler hem sarayın ihtişamını hem de zindanın karanlık tarihini bir arada deneyimleme fırsatı buluyor” ifadelerini kullandı.