İnsanların en hüzünlü anlarına tanık olan gassallar, dünyanın en zor mesleklerinden birini icra ediyor. Cenazeleri yıkadıktan sonra kefenleyerek yakınlarına teslim eden gassallar, çalışırken kimi zaman çok üzülüyor kimi zaman ise hayretler içinde kalıyor.
50 binden fazla cenaze yıkadı, en çok çocuk cenazeleri onu etkiledi
Samsun Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü'ne bağlı gasilhanede 9 kadın gassal görev yapıyor. Gassalların en tecrübelisi olan 58 yaşındaki Sahure Yağmur, 18 yıllık meslek hayatında 50 binden fazla cenaze yıkadığını söyledi. Meslek hayatında yaşadıkları ilginç anları anlatan Yağmur, "Gassallık mesleğinde 18 yıl bitti. 50 binden fazla cenaze yıkamışımdır. Gassallık mesleğinde ister istemez birçok şeyle karşılaşıyoruz. Normal cenazelerin yanında, trafik kazaları, otopsiler, yangın sonucu ölüm gibi her çeşit cenaze geldiği için çok fazla üzüntü yaşıyorsun. Acıma duygusuyla beraber yemekten, içmeden kesildiğimiz durumlarda oluyor. Şükredecek şekilde de yaşıyorsun. En çok genç ölümlerinde, anne ve çocukları geldiklerinde üzülüyoruz. Yıllardan beridir en fazla etkilendiğim durumdur. Bu durum bizim kendi gerçeğimiz. Aynılarını bizler de yaşayacağız. Allah nasıl bir kader, nasıl bir takdirle başımıza ne verecek bilmiyoruz. Biz de bu yollardan geçeceğiz. O yüzden ben hep kendim sonum gibi bakmaya çalışıyorum. Öyle olunca iş tekniklerinden daha çok manevi tarafına eğiliyorum. Kul hakkına çok eğiliyorum. Bir cenaze geldiğinde inşallah imanla gitmiştir diye dua ediyorum" dedi.
Gençlerden mesleğe yoğun ilgi
Gençlerin mesleğe ilgi duyduğunu belirten Yağmur, "Gençlerden çok büyük bir talep var. Bu mesleği yapmak istiyorlar. Korkarlar mı diye düşünülüyor ama cesaretliler. Yapmayı gerçekten isteyenler var. Benim endişem şu: Çok genç ve tecrübesiz biri bu işe başlandığı zaman işin anlam ve maneviyatına, derinliklerine çok fazla giremeyebilir. Bu durum onu olumsuz etkileyebilir" diye konuştu.
"Mis gibi kokan teyze ile anne ve bebeğinin cenazesi beni çok etkilemişti"
12 yıldır gassallık mesleğini yapan Tuğba Akar ise "Mesleğe ilk başladığımda 1 hafta annemle birlikte uyumuştum. Cesaretim çok azdı. Sonrasında alıştım. Mesleğimi çok seviyorum. Hem ahiretlik hem de dünyalık olduğu için ayrıca cenaze yakınlarından çok dua aldığımız için bu beni onurlandırıyor. Beni en çok etkileyen olaylardan bir tanesi bir arkadaşımla cenaze yıkamak için gasilhaneye girdiğimizde cenazeden mis gibi bir koku geliyordu. O kadar güzel kokuyordu ki arkadaşım kendine parfüm sıktı zannettim. Sonrasında arkadaşıma sordum "sen parfüm mü sıktın" diye. Arkadaşım da benim parfüm sıktığımı zannetmiş. İkimizde o kadar etkilendik ki o güzel koku cenazeden geliyormuş. Mis gibi bir kokuydu. O teyzeyi o kadar güzel yıkadık ki sanki yanağına dokunsak uyanacak gibiydi. Ağlayarak yıkadığım cenaze olayı da oldu. Samsun'da hamile ve yeni evli bir kadın trafik kazası geçiriyor. Sonrasında bebeği kurtarmak için sezaryen yapıyorlar. Bebeği de anneyi de kurtaramıyorlar. Anne ve bebeği beraber yıkamıştık. Kefenledikten sonra aynı tabutun içerisine yan yana koyduk. O cenazeden çok etkilendim. Gençlere söylemek istediğim, bizim mesleğimiz çok korkulacak bir meslek değil. Hem dünyalık hem ahiretlik bir meslek" diye konuştu.