Kars’ta bulunan Ebû’l Muammeran Camii, tarihi ve mimari özellikleriyle Selçuklu döneminin izlerini günümüze taşıyor.
110
Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçiler, Selçuklu Sultanı Alparslan’ın Ani Şehri'ni fethederek burayı Şeddadi Beyliği'ne bıraktığını belirterek, “Bu fetihle birlikte, Ani Şehri’nde Selçuklu kültürünün etkisi belirgin hale geldi. Ani Beyliği’nin ilk liderlerinden biri olan Ebû’l Manuçehr, bu dönemde birçok mimari yapının temelini attı ve oğlu Ebû’l Muammeran da bu mirası sürdürerek şehirde önemli imar faaliyetlerine imza attı.
210
Ebû’l Muammeran, Ani Şehri’nde yaptırdığı eserlerle dikkat çekerken, özellikle kendi adını taşıyan Ebû’l Muammeran Camii ile adını tarihe kazıdı. Bu cami, o dönemdeki mimari anlayışın ve sanatın bir yansıması olarak Selçuklu mimarisine özgü detaylarla bezenmişti. Yapı, hem dini hem de sosyal bir merkez olarak toplumsal hayatın içinde önemli bir rol oynuyordu” dediler.
310
Ebû’l Muammeran Camii’nin mimari tasarımı ve işlevselliği ile dönemin önemli yapılarından biri olarak kabul edildiğini söyleyen tarihçiler, “Camii’nin yapısı, Ebû’l Manuçehr Camii'ne benzer bir planla inşa edilmiştir ve bu iki yapı arasındaki mimari bağ, Şeddadi döneminin ortak mimari stilini yansıtmaktadır. Camiinin en dikkat çekici özelliklerinden biri, Ebû’l Manuçehr Camii'nin sekizgen minaresi ile benzerlik gösteren minaresiydi.
410
Seyyahların 18. yüzyılda yaptıkları gravürlere göre, Muammeran Camii’nin minaresi, Manuçehr Camii'nin minaresinden daha yüksek olarak tasarlanmıştı. Bu yükseklik, yapının hem dini hem de stratejik önemini artırıyordu. Minareler, o dönemde şehrin siluetine katkı sağlayan en önemli unsurlar arasında yer alıyordu” diye konuştular.
510
Caminin Ani Şehri'nin antik yolu üzerinde konumlandığını ve tarihi ticaret yollarının kesişim noktasında yer aldığını vurgulayan tarihçiler, “Bu konum, camii'nin sadece ibadet merkezi değil, aynı zamanda ticari ve sosyal bir buluşma noktası olarak da önem kazanmasını sağlamıştır. Caminin 19. yüzyılda kırılarak tahrip edilen kitabesi, caminin sadece dini bir yapı olmadığını, aynı zamanda ticaretin ve sosyal düzenin önemli bir parçası olduğunu ortaya koymaktadır.
610
M.S. 1199 Hicri tarihli bu kitabe, şehre gelen ticaret kervanlarının uyması gereken kuralları detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Kitabe, dönemin ekonomik ve sosyal hayatına ışık tutar niteliktedir. Ticaret kervanlarının düzenini sağlamaya yönelik bu yazıt, Ani Şehri'nin bir ticaret merkezi olarak ne denli önemli olduğunu ve camiinin bu süreçteki rolünü vurgulamaktadır. Şehirdeki ekonomik hayatın düzenlenmesine dair kurallar, camii'nin mimari yapısına da yansımış ve ibadet alanı dışında bir işlevsellik kazanmıştır” ifadelerini kullandı.
710
1917 yılında tamamen yıkılan Ebû’l Muammeran Camii’nin günümüze sadece minaresinin yıkık bir bölümüyle ulaşabildiğini dile getiren tarihçiler, “Bu yıkım, bölgedeki tarihi mirasın korunmasının önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. 20. yüzyıl başlarında yaşanan çatışmalar ve doğal afetler, camiinin tamamen yıkılmasına neden olmuştur.
810
Bu yıkım, Kars'ın tarihi ve kültürel zenginliklerinin büyük bir bölümünü kaybetmesine yol açmıştır. Camii'nin kalan bölümleri, bugün hala tarih severler ve araştırmacılar için önemli bir durak noktası olmayı sürdürmektedir. Ani Şehri, Ebû’l Muammeran Camii gibi tarihi yapılarıyla büyük bir turizm potansiyeline sahiptir.
910
UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu antik şehir, hem yerli hem de yabancı turistler için büyüleyici bir keşif noktasıdır. Ani Şehri’nde bulunan diğer tarihi yapılar gibi Ebû’l Muammeran Camii’nin de korunması ve restore edilmesi, bölgenin tarihi dokusunun korunmasına ve turizmin canlandırılmasına katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştular.