Kars'ın ünlü Ani Ören Yeri'nde yer alan ve bir Zerdüşt tapınağı olduğu düşünülen Ateş Tapınağı, yapısal özellikleri ve tarihiyle dikkat çekiyor.
Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçiler, arkeologların bu tapınağın 1-4. yüzyıllar arasında inşa edilmiş olabileceğini öne sürdüğünü belirterek, “Eğer bu tahmin doğruysa, Ani'deki en eski yapı olma özelliğini taşıyacak olan bu tapınak, aynı zamanda Anadolu’daki ilk Zerdüşt ateşgedesi olarak da tarihe geçecektir. Zerdüştlük inancı gereği kutsal ateşin korunması amacıyla inşa edilen bu yapının, döneminin ruhani merkezlerinden biri olduğu düşünülmektedir. Ateşgede'nin mimari yapısı da oldukça ilgi çekicidir. Kare planlı olan tapınak, köşelerden yükselen dört sütun üzerinde çatısı bulunan bir yapıya sahiptir. Ana yapının bazalt taş bloklardan inşa edilmesi, tapınağın sağlam ve dayanıklı bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Tapınağın çevresinde yer alan diğer mekânların işlevleri tam olarak çözülememiş olsa da, bu alanların ibadet ya da ritüel amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir” dediler.
Ateş Tapınağı'nın tarihinin Zerdüştlük ile sınırlı kalmadığını, bölgedeki dini değişimlerle birlikte Hıristiyanlar tarafından da kullanıldığını vurgulayan tarihçiler, “Yapı, bir dönem şapel olarak dönüştürülmüş ve bu amaçla kullanılmıştır. Tapınağın iç ve dış kısımlarında Hıristiyanlık dönemine ait izlere rastlanmaktadır. Son kazılarda ortaya çıkan bazı duvar kalıntıları, şapelin bu dönemde inşa edilen ek yapılarla genişletildiğini göstermektedir” diye konuştu.
Son arkeolojik kazılarda tapınağın yakınında bulunan duvar kalıntılarının dikkat çektiğini söyleyen tarihçiler, “Bu kalıntıların, tapınağın şapele dönüştürülmesi sırasında yapıldığı düşünülmektedir. Bu yeni buluntular, tapınağın farklı inanç grupları tarafından nasıl kullanıldığını ve zamanla nasıl değişime uğradığını anlamamıza ışık tutmaktadır. Kazılar, Ani Ören Yeri'nin dini tarihine dair önemli bilgiler sunmaya devam ediyor. Ateş Tapınağı, farklı dinlerin ve kültürlerin bir arada var olduğu bir bölgenin izlerini taşımakta ve bu özelliğiyle hem arkeologlar hem de ziyaretçiler için büyük bir ilgi odağı olmaktadır” şeklinde konuştu.